TÜRKLERi ANLAMA SANATI‏

Başlatan Çakır, Ekm 05, 2009, 09:34 ÖS

« önceki - sonraki »

Çakır

TÜRKLERİ ANLAMA SANATI" ADLI KİTAPTAN

Madde 7: Hesap ödeyen erkek, hesabı ödemek için gereken işlemi masanın altında yapar.Türk erkeği ödediği hesabı masadakilerin  görmesini istemez. Eğer görürlerse ayıp olacağını düşünür ve karşıdakilerin 'Ulan amma da görgüsüz herif, hem ısmarlıyor hem de hesabı gözümüze sokuyor' demesinden çekinir. Böyle  bir davranışa bir de Eskimo erkeklerinde rastlanılabilir.

Madde 11: Türkiye'de ilk, orta, lise, üniversite, yüksek lisans, doktora fark etmez, sınav kağıtları dağıtılırken, bir öğrenci  mutlaka 'Hocam istediğimiz sorudan başlayabilir miyiz?' sorusunu sorar. Aynı öğrenci, öğretmen haftaya sınav yapacağını bildirdiğinde kaçıncı sayfaya kadar sorumluyuz hocam' sorusunu soran ama yine de sınava çalışmayan öğrencidir.

Madde 25: Tüm ısrarlara rağmen misafir 'Yemeyeceğim yeter!' diyorsa, Ev sahibi  son kozunu değerlendirir ve ilahi gücü cümle içinde  kullanıp Bak Allah'ın adını verdim' diyerek misafiri köşeye sıkıştırır. Misafir bunun üzerine midesi dolu olsa da, ilahi kudret korkusundan mıdır ka çış yolu kalmamasından mıdır, ne var ne yoksa bir çırpıda yer.

Madde 34: Üzerinden araç geçsin ve temizlensin  diye işyeri paspasları cadde ortasına fırlatılır. Sinek avlayan esnaf Türkiye'de temizlik hastası kesilir. Alır eline hortumu baştan aşağı dükkanının bulunduğu caddeyi, kaldırımları bir güzel sular. O da yetmez, yandaki caddeleri ve sokakları  da sulamayı iş edinir. O arada paspaslar da temizlikten payını alır.

Madde 42: Misafirlikte kolonya ikram edilirken  büyüklerin ellerine çocukların kafasına dökülür.

Madde 46: Durakta değil de, her el kaldıran yolcu gördüğünde duran otobüse halk otobüsü denir. Halk otobüsü halkı kırmaz, durur. Halk otobüsünün belediye otobüsünden tek farkı budur.

Madde 49: Şehirlerarası otobüs yolculuklarında kan bağı yoksa (karı,koca, yeğen, yenge gibi) bayan yanına erkeğin oturması  firma tarafından kabul edilmez. Türkiye'de en önemli namus bekçileri otobüs muavinleridir. Muavinlere göre birbirlerini hiç tanımayan iki karşı cinsin, mesafe olmaksızın seyahat etmesi, ateşle barutun birbirine bitişik iki koltuktan bilet alması gibi bir şeydir. Buna asla izin vermezler. Ancak gidilecek yol boyunca erkeğin yanına oturtmadıkları genç kızı kesmeyi de ihmal etmezler.

Madde 63: Gelinin belinde yer alan kırmızı kuşak  bekareti simgeler. Damadın elbisesi üzerinde renkli bir çaput parçası, herhangi bir işaret bulunmadığından  cinsel geçmişi hakkında fikir yürütmek mümkün değildir. Aslında bu geçmişle pek ilgilenen de yoktur.

Madde 64: Kafa bir yere çarptığında şişmesin diye çiğnenmiş ekmekle ovalanır. Türklerin 'Kendi kendine tedavi' yöntemleri sadece bunlarla bitmez. Ağrıyan yere sıcak tuğla konur. Isıtılmış çay bardakları  ile sırt çekilir. Arpacık çıkmış göze sarımsak sürülür. Kesilen ve kanayan yere tütün basılır. Paslı çivi batan yer sopayla dövülür. Burkulan yere biftek bağlanır. Yanan yere diş macunu  sürülür.

Madde 66: Bütün ilaçlar buzdolabında saklanır. Buzdolabının kola, su, gazoz koyulan bölgesi ilaçlara yetmeyince, ilaçlar yumurtaların bulunduğu alanda,  kurumuş yarım limonlara komşuluk yapar.

Güneşi DOĞDUĞU GİBİ, Sαbαhı GELDİĞİ GİBİ, Sevdiğin insαnı OLDUĞU GİBİ' kαbul et..!!..

Çakır

Güneşi DOĞDUĞU GİBİ, Sαbαhı GELDİĞİ GİBİ, Sevdiğin insαnı OLDUĞU GİBİ' kαbul et..!!..