Bursa'dan Tarihi ve Turistlik Mekanlar

Başlatan ÇaNaK, Şub 18, 2008, 01:33 ÖS

« önceki - sonraki »

çαηαк

YEŞİL TÜRBE: Türbe´ye Yeşile bakan çinilerle kaplı olmasından dolayı Yeşil Türbe ismi halk tarafından verilmiştir. Portal 1855 depreminde büyük hasar görmüş 1864´de horasanla sıvanarak bugünkü görünümüne sokulmuştur. Sağlı sollu mihrapçıklar, ayakkabılıklar, türbenin kitabesi ve 13 dilimli yarım kubbe, çeşitli renk ve motiflerle kabartma renkli sır tekniğinde işlenmiştir. Rumiler, palmetler ve rozet motifleri ile oya gibi işlenen kapının kanatları günümüzde tüm çarpıcılığı ile ortadadır. Bir sanat şaheseri olan kapıyı Tebrizli Ahmed oğlu Ali yapmıştır. Sekizgen bedeni, sıvalı yüksek kasnağa oturan kurşunla örtülü büyük bir kubbe örtmektedir. Türbenin içine geçildiğinde iç mekân sanki çini cennetine girildiği hissini verir. Duvarlar 2,94m yüksekliğe kadar iki bordürle çevrili, altıgen türkuaz çinilerle kaplıdır. Bunların aralarında iri madalyonlar yer almaktadır. Türbe günümüze ulaşan en muhteşem çinili mihraba sahiptir. Renkli süsleme sanatının bir şaheseridir.

Yivli süs sütunları, üç sıra mukarnası, rumi palmetleri, kıvrık dal motif leri, kalın yazı dizileri ve tepeliği ile Yeşil Camii mihrabını andırmaktadır. Sekizgen platformun ortasında Çelebi Sultan Mehmet´in kendisine has vakarı ile duran tamamen çini dekorasyona sahip sandukası yer almaktadır. Üzerinde kabartma sülüs celisi ile yazılı kitabesi vardır. Güneyinde oğulları Mustafa ve Mahmud´a ait sandukalar yer almaktadır. Kuzeyindeki ise oğlu Yusufa aittir.



ULU CAMİİ: Bursa´nın en heybetli ve en çok cemaat alan camiidir. Sultan Yıldırım Bayezıd Niğbolu savaşını kazandıktan sonra 1398-1400 yıllarında inşa ettirmiştir. Cami kalın duvarlara ve 12 büyük yığma ayaklara bağlanan kemerlere ve pandantiflere oturan 20 kubbe ile örtülüdür. Orta kısmındaki kubbenin üstü camlıdır. Altında 16 köşeli mermer şadırvan vardır. Caminin inşa edileceği yerdeki yapıların istimlakı sırasında bir kadın evini satmak istemeyince zorla alınır.Gönül rızası olmadan alınan yerde

namaz kılınmaz gerekçesiyle evin yerine gelen kısımda şadırvan yaptırıldığı rivayet edilmektedir. Minberi ağaç işçiliğinin bir şaheseridir. Oyma kabartma, geometrik, yıldız, çivi başları ve gülçelerle süslüdür. Taç kapısı başlı başına sanat abidesidir. 1399-1400 yıllarında tamamlanmıştır. Sanatkarı Mehmed bin Abdülaziz Dakıva´dır. Zarif sekiz ceviz sütun üzerine oturan müezzin mahfili 1549 yılında yapılmıştır. Mihrabı sekiz sıra stalaktitlidir. Kum saatinin etrafındaki Ayet´el-kürsi sülüsle yazılmıştır. Ayrıca küfi ihlas suresi yazılıdır. Mihrap 1571 yılında tamamlanmıştır. Camideki diğer yazılar ve yaldız boyalar 1904 yılında Mehmed Usta tarafından yapılmıştır. Caminin ilk yapıldığı zaman üç tane olan kapısına 1740 yılında Hünkâr Mahfili kapısı eklenmiştir.  Kapıların ikisi yenidir.Altıngenlerin oluşturduğu, yıldızların dekore ettiği tablalardan meydanagelen doğudaki ceviz kapı, cami ile aynı yaştadır.  Tek sütun üzerine oturan yuvarlak mermerden kürsü 1815 yılında yapılmıştır. Cepheler sağır kemerler içinde, altta ve üstte ikişer pencereden oluşmaktadır. Cephelerin tümü kesme taştan yapılmıştır. Caminin kuzey cephesinin köşelerinde, kaidesi mermerden gövdeleri tuğladan örülmüş birer minaresi vardır. Batıdaki minarelerin içinde çift merdiven mevcuttur. Bunun yardımı ile çatıya çıkılmaktadır. Cami, Moğol Şeyhi Emir Bedrüddin tarafından 1403 yılında ve Karamanoğlu Mehmed Bey´in 1413 yılındaki Bursa muharasası sırasında yaktırılmıştır. 1 Mart 1855 tarihlerindeki büyük depremde ve 1889 yangınında hasar görmüştür.

ULUDAĞ: Bursa´nın 32 kilometre güneyinde, karayolu ile Bursa´ya 40, havaalanına 60 dakikadır. Antik dönemde Olympos Misios adıyla tanınan Uludağ, Troya Savaşı´nı tanrıların izlediği yer olarak ta mitolojideki yerini almıştır. 2543 metreye ulaşan doruğu ile Batı Anadolu´nun en yüksek dağıdır. Olağanüstü tabii yapısı, flora ve faunasının zenginliği ile 1961 yılında Milli Park ilan edilmiştir. Türkiye´nin en önemli Kış Sporları ve kış turizmi merkezidir. Yaz aylarında kampçılık,

trekking ve günübirlik piknik alanı olarak  yararlanılması Uludağ´ı her mevsim çekici kılmaktadır. Uludağ 20 Aralık - 20 Mart tarihleri arasında 120 gün/yıl süreli kayak mevsimine sahiptir. Merkezde 5 telesiyej, 7 teleski ve 1 adet teleferik vardır. Ulaşım Bursa�dan Uludağ Milli Parkı giriş kapısına (Karabelen) 22 km.lik asfalt yol ile ulaşılabilmektedir.

BURSA KÜTÜPHANESİ: Kütüphane binası (1954-1960) yılında Belediye Başkanı Reşat Oyal zamanında yapılmış ikinci dönem sivil mimari örneği klasik bir Türk yapısıdır. Kütüphanenin avlusunda restore edilen iki katlı geleneksel eski bir Türk evi, Bursalı Müzikolog �Halil Bedii Yönetken Müzik Kütüphanesi� adı ile hizmete açılmıştır.
Günlük bilgilenme ihtiyacının karşılandığı, okuma alışkanlığının arttırıldığı, boş zamanların değerlendirilmesine yönelik kütüphane hizmetinin verildiği 150 kişilik

Umurbey Okuma Salonunda kitaplar  açık raf sisteminde okuyucu hizmetine sunulmaktadır. Türkçe ve değişik yabancı dillerde temel danışma ve bilgilendirme kaynakları, edebi eserler, popüler yayınlardan oluşan bu bölümdeki tüm eserler bilgisayar ortamına kayıtlı olup tarama servere bağlı terminallerden yapılmaktadır. 2005 yılı sonu itibariyle Şehir Kütüphanesi koleksiyonunda 46.264 adet materyal bulunmaktadır.

Okuyucular bu yayınlardan salonlarda yararlanabildikleri gibi istedikleri kaynakları ödünç alabilmektedir. 2005 yılı Aralık ayı sonu itibariyle kütüphaneye gelen okuyucu sayısı 369.593 olarak tespit edilmiştir. Yine 2005 yılı Aralık sonu itibariyle yaklaşık 1.500 üye okuyucuya 27.436 adet kitap ödünç verilmiştir.
Yurt ve dünya genelinde günlük aktüaliteyi takip etmek isteyen vatandaşlarımız için 31 kişilik oturma kapasitesine sahip Ahmed-i Dai Süreli Yayınlar Salonunda 18 adet yerli gazete, 49 adet dergiden oluşan koleksiyon okuyucuların hizmetine sunulmuştur.
Okuma alışkanlığının çocuk yaşta kazanılacağı düşüncesiyle hareket eden Şehir Kütüphanesi Çocuk Bilgi Parkında 6-14 yaş grubu için seçilmiş danışma kaynakları, çocuk edebiyatı eserleri ile okul öncesi çocuklara yönelik dizayn edilmiş oyun köşesinde eğlenirken öğrenmelerini sağlayan materyalleri hizmete sunmaktadır .

Şehir Kütüphanesi Kültürel Etkinlikler Yönetmeliği ve Danışma Kurulu çeşitli kültürel ve sanatsal faaliyetlerin aylık yayınlanan kültür takvimine bağlı olarak yapıldı Üftade Gösteri ve Konferans Salonunda düzenlenen bütün etkinlikler halka açık ve ücretsizdir.


ATATÜRK MÜZESİ (OSMANGAZİ)
Çekirge caddesi üzerindeki Atatürk Müzesi, XIX. yüzyıl sonlarında yapılmış bir köşktür. Atatürk´ün Bursa´ya ikinci gelişlerinde Bursa Belediyesince sahibinden satın alınarak Atatürk´e hediye edilmiştir. Bursa´ya 13 kez gelen Atatürk çoğu kez bu köşkte kalmıştır. Cumhuriyet´in 50. yılında (1973) Müze haline dönüştürülmüştür.
Köşkün eşyalarının çoğu Atatürk´ün kullandığı orijinal eşyalardır. Üç katlı köşkün iki katı ziyarete açıktır.



Atatürk Müzesi Bursa´daki sivil mimari örneklerinin en önemlilerinden biridir.
Adres: Çekirge Caddesi, Çelik Palas Oteli Yanı
Tel : (0224) 236 48 44 


Emir Han: Ulu Caminin hemen altında bulunan Emir hanı, Orhan Bey tarafından, XIV. yy ´ın ikinci yarısında yaptırılmıştır. İç avlu çevresine sıralanan iki katlı revak ve buraya açılan odalardan oluşan bu han Osmanlı hanlarının ilk örneğidir. Hanın ortasında bir şadırvan ile tarihi çınarlar bulunur

Koza Han: Ulu Cami ile Orhan Cami arasında bulunan bu hanı, II. Bayazıt, İstanbul´daki hayır yapılarına gelir getirmek amacıyla 1490 yılında yaptırmıştır. Bursa´nın en güzel ve günümüzde en yoğun olarak kullanılan hanıdır.

Pirinç Han: 1508 yılında Sultan II. Bayazıt, İstanbul´daki vakıflarına gelir sağlamak amacıyla yaptırmıştır. Hanın avlusunda bir tarihi çınar bulunur.

EMİR SULTAN CAMİİ ve TÜRBESİ: Bursa´nın doğusunda Emir Sultan mezarlığının yanında selvi ve çınar ağaçlarının arasında yer almaktadır. Cami ilk yapıldığı zaman tek kubbeli iken 1507´de avlu ve üç kubbeli revak eklenmiştir. Batıdaki merdivenlerden çıkılarak iki sütun arasındaki kapıdan geçilip geniş avluya girilir. Ortada şadırvan, güneyde cami, kuzeyde türbe ve ahşap odalar yer almaktadır. Avlu ahşap revakla çevrelenmiştir. Cami sekizgen kasnak üzerine oturan tek kubbeye sahiptir. Kuzey cephesinin köşelerinde kesme taştan birer minaresi vardır.

Mihrabı XVII. yüzyılda İznik çinileriyle yaptırılmıştır. Emir Sultan Buhara´da doğmuştur. Kendisi Es-Seyyid Şemsüddin Mehmed bin Aliyyül Buhari olarak bilinir. Bursa´ya 1391´de göç etmiş ve Yıldırım Bayezıd´in kızı Hundi Hatun´la evlenmiştir. 1429´da vebadan vefat etmiştir. Türbenin ilk yapıldığı zamandan günümüze bir şey kalmamıştır. Şimdiki Türbe Sultan Abdülaziz tarafından 1868 yılında yaptırılmıştır. Sekizgen planlıdır. Doğudaki kapıdan girilmektedir. Türbe zemini avlu seviyesinden aşağıdadır.


Cumalıkızık Köyü, Bursa�nın 10 km. doğusunda, Uludağ�ın eteklerinde bir Osmanlı Vakıf Köyüdür. Osmanlı kır mimarisinin örneklerini Türkiye�de en iyi yaşatan köydür.
700 yıl önce bir vakıf köyü olarak kurulmuş.
Köyün 270 evinden 180 tanesi sağlam, 150�sinde yaşanmakta. Evler genelde 3 katlı.
Mahremiyeti korumak için evlerin dışardan içi görülmeyecek şekilde inşa edilmiş; pencereler kafesli ve cumbalı.
Evler moloz taş, kepiç ve ahşap kullanılarak inşa edilmiş; sarı, beyaz, mavi, mor renklerde badana edilmiş.
Evlerin çoğunun iki kanatlı ceviz kapıları var.
Köyde bir çok çeşme, ahşap kalem işleri ile bezeli bir cami, kubbeli bir hamam var.
1992 yılında köyün geçmişine ait eşyaların sergilendiği bir müze açılmıştır.
Şarkıcı Emrah'ın başrolünü oynadığı Kınalı Kar adlı dizinin köyde çekilmesi, Cumalıkızık'a özellikle haftasonları çok sayıda ziyaretçi gelmesini sağlamış, köy bu dizi sayesinde ülke çapında bilinir olmuştur. Köyde en son Yeşeren Düşler adlı dizi çekildi


Ağlayan Çınar Gölyazı Köyü meydanında bulunan ve uluslararası anıt-ağaç  işaretini taşıyan çınar ağacıdır.
Gövdesinde özsuyu aktığı için ağlayan çınar adını almıştır, 400 metrelik gölgesi vardır.
Çevresinde bir balık lokantası ve bir çay bahçesi yer alır.
Karayolları tarafından anıt-ağaç işareti ve Ağlayan Çınar tabelasının yerleştirilmesi biyolog Mehmet Okatan'ın uğraşıları sonucu gerçekleşmiştir. Çınarın önündeki bir tabelada Mehmet Okatan'ın şu şiiri de yer alır:
TARİHİN VERDİĞİ YORGUNLUKLA, YAN YATMIŞ ULU BİR ÇINAR.
LAKİN YAŞAMAKTAN UMUDUNU KESMEMİŞ, UZANMIŞ ÖYLESİNE
BAĞRI YANIK, YAPRAKLARI HÜZÜN, İÇİ KAN AĞLARCASINA
SAVAŞLARA, ACILARA, KARA SEVDALARA, TERCÜMAN OLURCASINA
ARDINDA, SEVGİ BAHÇESİ AÇAMAYAN GONCA BİR GÜL
ÖNÜNDE, OLUK OLUK GÖZ YAŞLARININ ESERİ, KOCA BİR GÖL


İnkaya Çınarı, Türkiye'nin en yaşlı çınarı olarak bilinen doğa harikası bir ağaçtır.Bursa'nın anıt ağaçları arasında en çok tanınmışıdır.
Uludağ yolunda, Osmanlı Devleti'nin ilk köylerinden olan İnkaya Köyünde bulunur.
35metre boyu (12-13 katlı bir apartman kadar), 9.2 metre çevresi vardır. Her bir dalı 3-4 metre kalınlığında bir ağaç büyüklüğündedir.
6 asır yaşındadır.
Altında çay bahçesi, et lokantası, market, hediyelik eşya dükkanları bulunur.
Köyde yaşayan ve çınarı ziyaret etmeye gelenlere hizmet sunarak kazanç elde eden 85 ailenin geçim kapısı olmuştur

çαηαк


sacrife

yaw güzel yerler varmış tabi hiç gitmedim ya çanak bi gün senle beraber gidelim buralara

djital peruk


çαηαк

Alıntı yapılan: sacrife - Şub 18, 2008, 03:07 ÖS
yaw güzel yerler varmış tabi hiç gitmedim ya çanak bi gün senle beraber gidelim buralara

sen iste canım yaa gidelim havalar bı duzelsın gideriz

Çakır

çok güzel emeğine sağlık uğur  tebrikler bu aralar ortalarda görünmüyorsun gerçi ama
Güneşi DOĞDUĞU GİBİ, Sαbαhı GELDİĞİ GİBİ, Sevdiğin insαnı OLDUĞU GİBİ' kαbul et..!!..

Uğur YUCA

Bırakta okadar olsun tarih 18 Şubat 2008, li konu üzerinden kaç kere forum tadilat gördü kaldıgına şükret :D ;)

Uğur YUCA