uzayda hayat var mı? ne kadar uygarlık var? cevap:?

Başlatan taschkent, Ksm 15, 2008, 06:13 ÖS

« önceki - sonraki »

taschkent

 ???


DRAKE DENKLEMİ

1961 Yılında Franke Drake tarafından geliştirilen Drake Denklemi, galaksimizde ne kadar zeki ve iletişim kurabilen uygarlık olabileceğinin belirlenmesiyle ilgili faktörleri içerir.

Denklem: N= N*. fp. ne. fl. fi. fc. fL

" N " Samanyolu Galaksisindeki zeki ve iletişim kurabilen uygarlıkların sayısıdır.
" N* " Samanyolu Galaksisindeki yıldız sayısını temsil eder.

Soru : Samanyolu Galaksisi'nde kaç tane yıldız var?
Cevap : Genel tahmin yaklaşık 200 milyar olduğu yönünde.
"fp" etrafında gezegen olan yıldız oranıdır.

Soru : Yıldızların yüzde kaçı gezegen sistemine sahiptir?
Cevap : Gelişen teknoloji ile halen her ay yeni gezegenler keşfediliyor. Birkaç yıl içinde makul bir tahmini rakam bulunabilir. Ancak şimdilik %20'si diyebiliriz.
"ne" yıldız başına düşen yaşam içeren gezegen sayısıdır.

Soru : Gezegen sistemi içeren yıldızlardaki gezegenlerin kaç tanesinde hayat vardır?
Cevap : Bunu kendi Güneş Sistemimizi baz alarak cevaplarsa 3 gezegenin yaşam için gerekli koşulları sağlayabileceğini söyleyebiliriz; Dünya, Mars ve Venüs. Ve ayrıca Jüpiter'in aylarının bir ya da birkaçının da hayat için gerekli koşulları sağlayama olasılığı vardır. Yani Bizim Güneş Sistemimiz için 3 ya da 5 diyebiliriz. Biz 3 diyelim.
"fl" ne'deki gezegenler içinde evrimleşmiş yaşama sahip olan gezegen oranıdır.

Soru : Üzerinde yaşam bulunan gezegenlerin yüzde kaçında evrim geçirmiş yaşamın gelişmesi mümkündür?
Cevap : Bugün yapılan tahminler %100 ile %0 arasında değişir. Biz %50 diyelim.
"fi" fl'deki gezegenler içinde zeki hayat olan yerlerin oranıdır.

Soru : Hayatın ortaya çıktığı gezegenlerin kaçında zeki yaşam gelişmiştir?
Cevap : Bugünkü tahminler %100 ile %0 arasında değişir. Biz %20 diyelim.
'fc' fi'nin iletişim kurabilen kısmıdır Soru : Zeki ırkların yüzde kaçında iletişim yöntemleri kullanılmaktadır? Cevap : Kim bilebilir? %10 ya da %20 diyelim. "fL" gezegen üzerinde iletişim kurabilen medeniyetlerin yaşadığı zaman süresidir.

Soru : İletişimde bulunan uygar medeniyetlerin bulunduğu yerlerdeki hayatın ömrü gezegen ömrünün ne kadarını kapsar?
Cevap : Bu diğer sorular içindeki en zor olanıdır. Örnek olarak kendi dünyamızı ele alırsak, Güneş ve Dünyanın ortalama ömrü 10 milyar yıldır. Bizler 100 yıldan az bir zamandır radyo dalgalarıyla iletişim kurabiliyoruz.

Medeniyetimizin ömrü ne kadar sürecektir? Bir kaç yıl içerisinde kendimizi yok mu edeceğiz, yoksa problemlerimizin üstesinden gelip medeniyetimizin binlerce yıl boyunca hayatta kalmasını mı sağlayacağız? Eğer yarın yok olsaydık bu sorunun cevabı 1/100,000,000 (yüz milyonda bir) olurdu. Şayet bir 10 bin yıl daha hayatta kalacak olursak cevap 1/1,000,000 (milyonda bir) olacaktır.

Biz 1/1,000,000 diyelim. İşte tüm bu değişkenler çarpıldığında galaksideki iletişim kurabilen uygarlıkların sayısı yani N ortaya çıkar :

N = 2400 Uygarlık

taschkent


Herbiseyim


taschkent

nimet link bu kardeşim; 2400 tane uygarlık olabilir deniliyor, bu sadece bir varsayım hesabı...


http://www.uzaysitesi.com/uzay-ve-yasam-olasiligi

mevzubahis konuda bu;


UZAY VE YAŞAM OLASILIĞI

NASA 1979 yılında D.D zeki yaşamı araştırmak amacıyla SETİ projesini başlattı. Uzaya radyo sinyalleri göndermek ve sayısız gezegenlerden gelme ihtimalini düşündüğümüz sinyalleri alarak çözme yoluna gitme, Dünya Dışı uygarlıkları tanıma yolunda atılmış olumlu bir adımdır

"Dünya Dışı Varlıklardan"dan gelmesi olası radyo dalgalarını dinlemek amacıyla kullanılan Dünyanın belli başlı radyo teleskopları şunlardır:

    * The Arecibo İonospheric Observatory, Porto Riko.
    * National Radio Astronomy observatory, Green Bank- West Virginia.
    * Eski Sovyetler Birliği'ndeki sekiz tabaklı radyo teleskop.
    * Kafkaslardaki büyük radyo teleskop.
    * ABD'de SETİ Projesi'nde 1979 yılından itibaren kullanılmaya başlanan çok duyarlı radyo teleskoplar. Bunlardan en büyüğü Arizona'daki radyo teleskoptur.
    * 1995 yılında Avustralya'nın doğusundaki Parkes Kenti'nde, günümüzün en modern uzay haberleşme merkezi oluşturularak "Phoenix Projesi" adı altında çalışmalara başlandı

1977 ile 1990 yılları arasında gök bilimciler çok değişik takım yıldızlardan bazı sinyaller aldılar. Bu sinyaller açıklanamadı ve aralarından hiçbiri de yenilenmedi. Şimdi tarihlerine göre sinyalleri incelemeye çalışalım:

15 Ağustos 1977. Yay Takımyıldızı:
Ohio Eyaleti radyo teleskopunda görevli bir araştırmacı "wow" sesi olarak tanımladığı bir sinyal aldı. Bu sinyal bir daha asla duyulmadı.


10 Ekim 1989.Yay Takımyıldızı:
Harvard META (Megachannel Extra Terrestrial Assay) radyo teleskopundan alınan 40 sinyalden biri kaydedildi.

14 Ağustos 1989.Başak takımyıldızı:
META tarafından bir başka sinyal daha kaydedildi. Dünya Dışı zekanın yayında olduğunu düşündüren türde bir sinyaldi.

16 Ağustos 1989.Balık Takımyıldızı:
Bu kez de META tarafından kaydedilen sinyal belirli aralıklarla tekrarlanıyordu. Kontrol edilme aşamasında kesildi.

15 Kasım 1989.Kasiope Takımyıldızı:
Bu META sinyali bir yıldızdan çok Dünya Dışı varlık tarafından veriliyormuş izlenimini yarattı.

9 mayıs 1990.Yılan Taşıyan Takımyıldızı:
Avustralya'da bulunan Parkes radyo teleskopu tarafından kaydedildi. Büyük bir olasılıkla Dünya Dışı zeka tarafından gönderildiği öne sürüldü.

Yukarıda sıralanan bu radyo sinyallerinin ya da hala açıklığa kavuşturulamayan mesajların alınmış olması insanı gerçekten heyecanlandırıyor: Dünya Dışı varlıkların bizlere ulaşabilmek için yayın yaptıkları fikri, araştırmacılar için son derece gerçekçi bir kanıt gibi görünüyor. Yine de hatırlanması gereken nokta bu mesajların çözülememiş olarak kalmalarıdır. Prof. Sagan'ın dediği gibi mesajlar Dünya Dışı zeka için çok basit olabilir. Fakat biz Dünyalılar bu sinyallerin anlamını çözebilmek için belki de yıllar boyunca araştırma yapmak zorunda kalacağız. Dünya Dışı varlıklar için çok kolay olan bu sinyaller bizim için karmaşık ve gizemli olmaktan öteye gitmiyor.

Her durumda, radyo-astronominin uzayı tanıma konusunda dünyaya büyük yardımları olduğunu inkar edemeyiz. Dünyada bulunan en büyük radyo-radar gözlemevi Puerto Rico adasındadır. Cornell Üniversitesi uzmanları tarafından yönetilen Arecibo gözlem çanağının çapı 305 metredir. Radyo-radar gözlem çanağının yansıtıcı yüzeyi, çanak biçimli bir vadiye daha önce yerleştirilmiş bir kürenin bölümünü oluşturur. Uzayın derinliklerinden radyo dalgaları algılar. Aldığı bu radyo dalgalarını çanağın tepesindeki antene aktarır. Anten elektronik bağlantılarla kontrol odasıyla temas halindedir. Alınan sinyal kontrol odasında çözümlenir. Bunun tersine, teleskop bir radar vericisi olarak kullanılırsa, sinyalle beslenen anten çanağa sinyali geçirir, o da uzaya yansıtır. Arecibo gözlemevi uzaydaki uygarlıklardan sinyal elde etmek için kullanıldığı gibi, bir defasında da Dünyadan bir mesajı M13 adı verilen yıldızlar kümesine göndermek için kullanıldı. Böylece yıldızlar arası diyalog kurma isteğimizi D.D varlıklara da anlatmaya çalışmış olduk.

Radyo dalgaları ışık hızıyla giderler. Bu da yıldızlar arası bir yolculuğa çıkan en hızlı uzay aracından 10.000 kez daha büyük bir sürat demektir. Radyo-teleskoplar, dar frekans dalgaları üzerinden öylesine yoğun sinyaller yayarlar ki , çok geniş yıldızlar arası mesafelerde bile alınabilirler.

Arecibo gözlemevi, Samanyolu galaksisinin orta yerinde 15.000 ışık yılı uzaklıktaki bir gezegende kurulmuş benzer bir gözlemeviyle iletişim kurabilir. Yeter ki, radyo-teleskopumuzu hangi noktaya yönelteceğimiz bilinsin. İleri uygarlıklar haberleşme alanında radyodan daha öte yöntemler geliştirmiş olabilirler. Ne var ki radyo güçlü bir kaynaktır, ucuzdur, hızlı ve basittir. Bizim gibi geri kalmış bir teknolojiye sahip bir uygarlığın, göklerden mesaj alabilmek için radyo teknolojisine başvurmak zorunda kaldığını anlayabilirler.

Herbiseyim

abı ınceledım keske o sınyallerı dınleyebılme olasılgıım olsa cok meraklıyımdır da ben söyle dusunuyorum  eger bız ınsanlar varsak ve allah bır suru gezegen yarattıysa ve bır cok canlı bu bız dunya gezegenındeysek dıger gezegenlerde de canlı olabılme ımkanıı cokk yuksek bencee varr yanii ki ufo goruntulerı bunu ıspatlıyor soyle dıyelım bız nasıl uzay aracı gonderıyorsak bazı gezegenlere uzaya belkı onlarda bızım ufoyu goruntuledıgımız gıbı onlarda bızım aracımızı goruntuleyebılır belkıde boyle bırsey var.
kı bız ufoyu neden mılyonlarca gormuyoruz da nadıren goruyoruz o da bızım gezegenımızı kesfe cıkmıs olan bır uzay aracı degılmıdır abi ??? ;/}

taschkent

kesinlikle katılıyorum sana ve sabah gazetesinin internet haberinde vardı sanırım, fransa ufo dosyasını dünya kamu oyu ile paylaşmış...

Herbiseyim

hımm dur bır arastırayım yaa su uzayla ılgılı resımlerı falşan benım uzay la ılgılı seyler ılgımı cekıyor


Herbiseyim


Herbiseyim