korkunç hikayeler

Başlatan ejder, Haz 08, 2008, 12:41 ÖS

« önceki - sonraki »

ejder

aklanıza gelen korkunç hikayeleri yazın işte

ejder


ejder

boğulma

o zmnşar daha küçüktük.ailece denize gitmiştik.ben 8 kuzenim 9 yaşındaydı.sabaha karşı denize girdiğimzde derinlere gittiğimz halde su daha dizlerimize geliyordu.çok güzeldi.biz de çocuk aklı öğleden sonra tekrar denize girmeye karar verdik.ve yine sabahki gittiğimiz tarafa gitcektik.neyse biz açıldık.ama yüzme de bilmiyoruz
.bi anda su boyumuzu aşmaya başladı.kuzenim bana uzaktı.o dalgaların çoğaldığını farkedince kaçmaya başladı.ve kendini kurtardı.ben artık tek başıma kalmıştım.etrafta hiçkimseler yoktu.dalgalar su yüzüne çıkmam fırsat vermiyordu.batıp batp çıkıodum.babamlara bağırıorum ama onlar dahada ilerde yüzüyolardı.bu yüzden beni duymuyolardı.neyseki yaşlı bi amca bizi gördü.onu kuzenim çağırmıştı.bni sırtına aldı.ve karaya çıkadı.anlayacağınız hayatımı ona borçluylm.ve ona tekrar minnettarlığımı iletiyorum.herkes kendin iyi baksın.

ejder

5 kız kardeş

bundan kaç sene önce bizim orda 5 kız kardeş yaşardı bu kız kardeşlerin ne anneleri nede babaları vardı bunlar bigün uyurken soba zeyirlenmesinden öldüler bunun üzerine bikaç sene geçti bu kız kardeşlerin evlerinde bi degişşikler olmaya başladı bu evde bizim tarlanın yanındaki tarlada annem bi gün biber ekerken bahceye bu evden garip sesler gelmeya başlamış annem korkmuş ve kazmayı elindenatmış ve bagırmaya başlamış ve mahale dekiler gelmiş eve bakmışlarki o 5 kız kardeş evde kuran okuyorlarmış ordakiler o ölen 5 kız kardeşi görünce kaçmışlar ve bidaha o eve giren olmadı çünkü o 5 kız kardeşler eve kimseyi sokmuyorlarmış

ejder

çok korkunç

biz ailecek sakarya/adapazarı/kaplıcaya tatile gitmiştik orası güwenli olduğu için tüm çocuklar gece 3 e kadar dışarıda duruodu ben we arkadaşlarım da öyle yaptık 3 e kadar bekleyip herkesin ewe gitmesini bekledik herkes ewe gidince parka gittik cin çağırıcaktık arkadaşım hemen kumu kazıp oraya cin yazan bi kağıt koydu ve tekrar kumu kapadı 5 dk sonra kumu açtığımızda kağıt yerinde değildi we kumdan yeşil yeşil dumanlar çıkıodu bizde çok korktuk we hemen ordan uzaklaştık yarım saat sonra gittiğimizde kum kapanmıştı arkadaşım tekrar kumu açtı we kağıdı yerinde buldu o gece korkudan hiç uyuyamadım we geceyi annemin yanında geçirdim !!! :(

ejder

KÖTÜ GECE

pazar günü akşamı annemle babam evde yoktu kardeşimle ben evde yanlızdık telofon çaldı açtım sert bir ses bana yarım saat sonra öleceğimi söyledi çok korktum az sonra kapı çaldı elektrikler gitti kapıyı açtım annemle babam geldi annee bana şaka mı yaptınız dedim hayır dediler az sonra tekrar kapı çaldı açtım meğer bizi arayan yengemlermiş bu akşam bize geliceklermiş beni ve kardeşimi korkutmaya çalışmışlar.

ejder

MEZARDAN UZANAN EL - 1

Serdar on iki yaşındaydı. Bir yıl vardı ki, mahalle arkadaşlarıyla şehir dışındaki top sahasında maç yapmaya gidiyorlardı. Birkaç günde bir öğleden sonra maç yapmaya giderken ağaçlıktan dolanıp top sahasına varıyorlardı. Aslında kestirmeden gitmek vardı ya o zaman da mezarlıktan geçmek gerekiyordu. Bu işe de pek istekli olan yoktu. Bazen maç uzuyor, karanlığa kalıyorlardı. Çocuklar evlerine geç kalmamak için, böyle durumlarda mezarlıktan geçiverelim diye maç bitiminde atıp tutuyorlardı ama mezarlık kapısına gelindiğinde sesler kesiliyordu.

Bir iki derken bu durum bir akşamüstü yine karanlığa kalınmıştı. Maç çok uzamış ve epey geç olmuştu. Dönüşü yok mutlaka mezarlıktan geçiyoruz diyenler yine mezarlık kapısına gelindiğinde susmuştu. Serdar duruma el koymak ihtiyacını hissetmişti. � Arkadaşlar, arkamda tek sıra olun. Ben sizi mezarlıktan geçiririm � dedi ve arkadaşlarının arkasında tek sıra olmasını sağladı. Hafif ay ışığı vardı ve kesme taşlardan yapılmış mezarlık içindeki dar yolu aydınlatıyordu. Etraf zifiri karanlıktı. Çocuklar sessizce Serdar�ın peşi sıra ilerlediler. Yolun yarısına gelinmişti ki yan taraftaki mezarlıktan bir el uzandı. � Tut elimi, benim elimi tut � diyordu derinden gelen bir ses. Serdar irkildi. Yüreği ağzına gelecekmiş gibi oldu. Çok korktu. Arkasına baktı. Kimse yoktu. Hani arkadaşları neredeydi? Gerisin geriye dönüp kaçmaya başladı. Hızla mezarlıktan çıktı. Hedefi top sahasıydı. Oraya ulaşmak istiyordu. İki kere arkasına da bakmıştı. Gördükleri tarifi imkansız şeylerdi. Peşinde ölüler vardı.

Serdar top sahasına vardığında bugünkü maçta gol attığı kalenin içine yattı. Arkasında kalenin filesi vardı. Uzanıp tutmaya çalışan olursa fark ederdi. Tehlike gelse gelse önden gelirdi. Böyle bir şey olursa o zamanda ona göre davranırdı. Serdar kalenin içine girdiği andan itibaren peşindekilerin kaybolduğunu anladı. Yine de her an tetikteydi. Gözleri dört bir yana fır dönüyordu. Serdar o gece sabaha kadar uyanık bekledi. Güneşin doğuşunu görmek kimseyi Serdar kadar sevindiremezdi. Derin bir oh çekti ve gerisin geri dönüp mezarlıktan geçerek evine vardı. O el uzanan mezar sessizliğin sesini dinliyordu. Bir hareket yoktu.

ejder

MEZARDAN UZANAN EL - 2


Eve giderken ilerde Namıkların evinin önünde bir polis arabası vardı. Galiba yirmi-yirmi beş adam ve kadın vardı. Polisler onlarla konuşuyordu. Eve girdi. Annesi, babası evdeydi. �Oğlum nerede kaldın? Bütün gece neredeydin? � diye sordular. Serdar olanları anlattı. Babası öğretmendi. Polislerin yanına götürdü. Olayın tek görgü şahidiydi. Polisler, Serdar�ın anlattıklarını dinlediler. Zabıt tuttular. Daha sonra evine geldi. Yemek yedikten sonra uyudu. Ertesi gün kaybolan çocukların aileleri bir evde toplandılar. Serdar olanları onlara da anlattı. Sorulan soruları cevapladı. İnanan da vardı, inanmayan da. Şu bir gerçekti: Ortada kaybolan on dört tane çocuk vardı. İşte buna hepsi inanıyordu.

Mezarlıkta ve top sahasında yapılan araştırmalar sonuçsuz kaldı. Aradan bir ay geçti. Bir ateş yanmıştı ve alev alev yanan ateş sönmüştü. Olanlar unutulmaya başlamıştı. Araştırmalar sırasında Serdar�ın dikkatini mezarcı Mahmut çekmişti. Mezarcı Mahmut, Serdar�ın anlattıklarını doğruluyor ve daha önce de o mezarın yanında bazı çocukların kaybolduğunu söylüyordu. Serdar onun mezarlık içindeki evine gitti. Onunla uzun uzadıya konuştu. Mezarcı Mahmut o mezar alıcı dedenin mezarı diyordu. Doksan iki yaşında ölmüştü. Öteki kaybolan çocuklar geri gelmedi, bunlar da geri gelmez diyordu.

Serdar ve ailesi dört yıl sonra o şehirden taşındılar. Aradan uzun yıllar geçti. Namık, Hikmet, Vahdettin, Mesut�tam otuz beş yıldır yoktular. Serdar geçen yazın yıllar sonra ilk defa o mezarlıktan geçti. Mezarcı Mahmut çoktan ölmüş, vasiyeti üzerine alıcı dedenin mezarının üstüne gömülmüştü. Bu işlemden sonra burada hiç çocuk kaybolmamıştı. Serdar mezarlıktan ayrılırken, çocuk konuşmaları, gülüşmeleri duyar gibi olmuştu.

arslan-musti

5 kız  kardeş hıkayesı  garıbıme  gıttı ama ınanmadım :S
YA KENDİNE  GEL YADA BİSE GİDELİM xD"

ejder

not : bunlar benim başımdan geçmedi

ejder

başkaların başından geçmiş galiba bilmiyom

çıtçıt

kardeş komik resimler topiçinde ne alaka h,kayeler serbest bölüme açsan daha iyi olur...


andavalsınız lan birazcık anlayın mantık denen kavram yok delikanlılık yalan o delikanlı toplumun alayı abaza sorsana bi onlara hiç gitmişmi namaza......

çıtçıt



andavalsınız lan birazcık anlayın mantık denen kavram yok delikanlılık yalan o delikanlı toplumun alayı abaza sorsana bi onlara hiç gitmişmi namaza......