MODİFİYE NEDİR? TEKNİK BİLGİLER

Başlatan fox-gladio, Mar 01, 2008, 09:05 ÖS

« önceki - sonraki »

fox-gladio

MODİFİYE NEDİR?
Modifiye:Gücü artirmak, yol tutuşu ve frenaji güçlendirmek, kabin ve karoserde degisiklik yapmak, bir baska deyisle otomobili ayricalikli kilmak..

Tuning yada diger adiyla Modifiye denince akla ilk gelen motorda güç artirimi oluyor. Neredeyse motorun üretimiyle birlikte gelismeye baslayan modifiye islemi, günümüzde bir sektör haline geldi. Tabii boyutlari da çok genisledi. Artik standardin disinda otomobilin gücünü, yol tutus özelliklerin! ve görünümünü degistirmek amaciyla yapylan islemler modifiye olarak adlandiriliyor. Teknolojinin gelismesi, ürünlerin farkli zevklere göre tasarlanmasini sagladi. Bu degisimde motorsporlarinin da katkisi çok büyük. Öyle ki, kabin içindeki "süslemelerden" alüminyum görünümlü depo kapaklarina kadar tüm aksesuarlarin temelinde motorsporlari yatiyor. Dis görünümde jant-lastik, karoser kiti, farlar, far kaslari, son susturucular, aynalar ve hava kanallari otomobili farkli kilan ayrintilar. Bu aksesuarlardan bir bölümü, otomobilin sadece görünümüne degil, yol tutusuna da katki sagliyor. Kabindeyse direksiyon simidi, vites topuzu, konsol kaplamalari koltuklar ve renkli gösterge zeminleri yapilan degisiklikler arasinda yer aliyor.

Modifikasyonun temel amaci, gücü artirmak. Standarttan daha genis piston kullanmak ya da egzantrik milinin derecesini degistirmek, motora güç kazandirmanin en etkin yollari.

Bunlari destekleyen diger islemler, elektronik beyin programinin gelistirilmesi ve hava emmeyle egzoz sisteminin modifikasyonu. Turbo takviyeli motorlarda bu islemlere ek olarak turbo valfinin basinç limitini artirmak, intercooler'i büyütmek ve pop-off supapi monte ederek güç artirilabiliyor.
Otomobilde teknik olarak vaDilan modifikasyon sadece gücü artirmayi degil, yol tutusu güçlendirmeyi ve frenaj kabiliyetini artirmayi da kapsiyor. Bu degisimler neredeyse bir zincir gibi birbirini takip ediyor, çünkü gücü artirilan otomobili yolda tutmak için birtakim teknik degisiklikler yapmak ve güvenli durabilmesini saglamak için fren sistemini güçlendirmek gerekiyor. Biri eksik oldugunda, kötü sonuçlanabilecek kazalarin yasanmasy her an mümkün. Bu nedenle modifiye islemini profesyonel kisilere birakmak en dogrusu. Dünyanyn en büyük modifiye firmalarinin Türkiye temsilcilikleri bu amaçla hizmet veriyor. Bu arada kullanilan parçalarin mutlaka belgeli ve trafikte kullanima uygun olduguna dikkat etmek gerekiyor.

Dikkate alinmasi gereken bir baska nokta da bu isin hobi olarak degerlendirilmesi. Son yillarda özellikle performans tutkunu gençler arasinda yaygynlasan modifiye, farkli amaçlarla yapildiginda, insanlarin hayatini tehlikeye atacak sonuçlar dogurabilir. Yarismak için caddelerin uygun olmadigini unutmamak gerek. Eger yarismak ve otomobilinizin performansini görmek istiyorsaniz, yapmaniz gereken tek sey, bu yil sampiyona olarak düzenlenecek drag yarislarina katilmak. Toplam 7 siniftan (1600 cc'ye kadar* 1600-2000 cc arasi*2000-4000 cc arasi*4000-6600 cc arasi*Turbo ve / kompresörsüz*6601 cc nitrosuz ve asiri beslemesiz*asiri beslemeli) olusan sampiyona 6 yaristan olusuyor.





fox-gladio





çαηαк

Chip tuning motora zarar verir mi?
Profesyonel bir kişi tarafından uygulandığı sürece, chip tuning kesinlikle motorunuza zarar vermez. Bilgi sahibi olmayan kişilerin uygulaması zararlı olabilir.

Aracın fabrika çıkışı garantisinde bir değişim oluyor mu?
Çoğu markada chip tuning, aracın fabrika çıkışı garantisini, dışarıdan farkedilemediği için etkilemez. Bazı otomobil üreticisi firmalar kendileri dahi chip tuning hizmet sunmaktadırlar.

Chip tuning'in aracıma uygulanması ne kadar sürer?
Chip tuning uygulamasının aracınıza adapte edilmesi ortalama 3 saat sürmektedir.

Chip tuning ve Box tuning arasındaki farklar nelerdir?
Box, aracın kablolamasına entegre edilen harici bir kutudur, aracın beynine müdahele gerektirmez.. Chip tuning için ise beyin içerisindeki Eprom değiştirilmeli ve yeniden programlanmalıdır.

Box tuning'in avantajları nelerdir?
Box, kolayca monte edilebilir, gerekirse demontesi de kolaydır. Uygulama ücreti chip tuning'den daha ekonomiktir.

Box tuning'in dezavantajları nelerdir?
Box, aracın beynine bağımlıdır. Tam uyum sağlayamadığı ender durumlarda zengin karışım sonucu araç egzozdan bir miktar duman atabilir. Hassas ayarlama, chip tuning'e göre daha zordur.

Hangi uygulamada daha yüksek güç elde edilir?
Chip Tuning'de, Box Tuning'e göre daha hassas ve ayrıntılı programlama yapılabildiği için Chip Tuning'de Box Tuning'e göre daha düşük yakıt tüketimi ve daha yüksek güç sağlanabilmektedir.

Karbon Birikimi Nedir ve Nasıl Oluşur?

Karbon birikimi içten yanmalı benzinli ve dizel motorlarda bir HC bileşiği olan yakıtın yanma odasında hava ile yakılması sonucunda meydana gelen kurum adını verdiğimiz karbon depozitlerinin birikmesi ile zaman içinde supap yüzeylerinde, piston yüzeylerinde, yanma odası çeperlerinde ve segmanlar etrafında oluşur. Bu birikimler motorun hava emme kapasitesinde azalma meydana getirir. Hava emme kapasitesi azalan bir motorun volümetrik verimi düşer.

Karbon Birikimi Araçlarda Ne Gibi Problemler Yaratır?

* Silindir kompresyonlarının düşmesi
* Motor gücünde azalma
* Fazla yakıt tüketimi
* Egzoz emisyonlarında artış
* Bozuk rölanti
* Hızlanma kabiliyetinde azalma
* Soğuk havalarda zor çalışma
* Motorun silkeleyerek çalışması

Karbon Temizleme Nedir?

Karbon temizleme içten yanmalı 4 zamanlı benzin ve dizel motorlarda yakıt besleme sistemleri ile supap yüzeyleri, piston yüzeyleri, yanma odası çeperlerini motordan herhangi bir parça sökmeden temizleyen bir sistemdir.

Karbon Temizliğinin Yararları Nelerdir?

* Çok kirli motorlarda %15'e kadar sağlanan yakıt tasarrufu, ortalama olarak %3-5 civarındadır.
* Zararlı egzoz emisyonlarının azalması, benzin motorlarında %40'ın üzerinde, dizel motorlarda ise %75'e ulaşan değerlerde tespit edilmiştir. Partikül emisyonlarında azalma ortalama %30'un üzerindedir.
* Motor performansı artar. Dizel motorlarda gücün genelde %10-bazı ölçümlerde %30-artması normal sonuçtur. Benzinli motorlarda temizleme işleminden önce görülen ilk çalıştırma zorluğu, tekleme, düşük devirde sert çalışma ve benzeri şikayetler ortadan kalkar.
* Karbon temizleme işlemi düzenli olarak (her 25.000 km.de bir) yapıldığında motorun ömrü uzar.
* Parça değiştirilmesine gerek kalmadan bu tür harcamalar önemli ölçüde azalır.
* Bakım ve işçilik masrafları ve süresi azalır. Yakıt enjeksiyon sisteminin dizel motorlarda bakımı bir günü, hatta daha fazla zamanı alabilir. Tüm motorlarda Karbon temizleme işlemi en fazla bir saat sürer.

Karbon Temizleme Niye Etkindir?

Günümüz benzin ve dizel motorlarının kalbi yakıt püskürtme sistemidir. Enjektörler, yakıtı çok ince bir sprey halinde ve konik biçimde püskürtürler. Zamanla ısı, yakıt kirliliği ve kullanım sonucu sistem kirlenmektedir. Enjektörlerin yakıt püskürtme deliklerinin 0,5 mm veya daha küçük çapta olduğunu düşünürsek en ufak kirlenmede tıkanmaları doğaldır. Ayrıca dizel veya benzin motorlarında yanma hücrelerinin, pistonların, valf ve yuvalarının, kısaca yanma dolayısıyla zor şartlarda çalışan parçaların kirlenmeye açık olduğu unutulmamalıdır. "Karbon Temizleme" işlemi yakıt sistemini temizleyerek motoru yenilemekte, ayrıca yanma yüzeylerini yumuşak karbon birikimlerinden arındırmaktadır.

Erken Ateşleme

Erken ateşleme, adından da anlaşılabileceği gibi, bujinin ateşleme safhasına gelmeden önce yakıtın ateşlenmesidir ve bir çok farklı etkene dayanır. Eski zamanlarda avans vurma terimi ilk kullanılmaya başlandığında, durum genellikle vasat benzin kalitesine veya yüksek sıkıştırma oranına bağlı idi. Diğer faktörler sıcak karbon tortuları veya hatalı bujilerdi. Ancak günümüzdeki modern araçlarda, hatta modifiyeli olanlarda dahi bu durum pek sık rastlanan bir problem değildir.

Detonasyon

Detonasyona daha çok aşırı derecede modifiye edilmiş araçlarda rastlanır. Burada meydana gelen, yanma odasının, genellikle bujiden en uzak köşesinde, kendiliğinden ve bujinin ateşlemesinden SONRA, patlama yaşanmasıdır. Detonasyon, çözümünün daha zor olmasından ve motora daha fazla zarar vermesinden dolayı çok daha ciddi bir problemdir.

Duyulan avans vurma sesi, kendiliğinden patlayan yakıtın, bujinin ateşlediği yakıt ile buluşması esnasında oluşur. Erken ateşlemede, buluşma pistonun üst ölü noktaya varmasından önce meydana geldiği için ve bu safhada silindir basıncı henüz en yüksek değere çıkmadığından dolayı oluşan risk ve zarar göreceli olarak daha azdır. Detonasyonda ise, kendiliğinden patlama bujinin ateşlemesinden sonra gerçekleştiği için, buluşma genelde üst ölü noktada meydana gelir. Bu safhada silindir içi basınç en yüksek değerde olduğu için sonuç çok daha fazla zarar vericidir.

Detonasyonun sebepleri erken ateşleme ile benzer olabilir. Erken ateşlemeye sebep olan genelde sıkıştırmanın yüksekliği iken, detonasyonda en genel sebep yakıt karışımının fakirliğidir. Fakir karışım kendiliğinden patlamaya daha meyilli olduğu için detonasyona yol açması kuvvetle muhtemeldir. Bundan dolayı motorları zengin karışım ile çalıştırmak genel bir güvenlik önlemi olarak kabul edilir.

Süperşarjlı veya turbo beslemeli araçlarda, sorun genellikle emmeye gelen havanın sıcaklığının fazla yüksek olmasıdır. Detonasyonla birlikte sıcak hava birleştiğinde yanma odasında ve daha da önemlisi pistonde ciddi zararlar meydana gelir. Bu tip bir sorun sonrası motor açıldığında hafif detonasyon için yanma odasında ve pistonun üstünde izlere rastlanabilir. Ancak genelde sorun çok daha vahimdir. Pistonda büyük bir delik açılmasıyla pistonun üst kısmının parçalanması ve bunun sonucunda kopan parçaların subaplara ve silindir kapağına ciddi zararlar vermesi kaçınılmazdır.



Egzoz Manifoldları

Manifoldlar arasında 4-2-1'lerin 4-1'lere göre, performans kriterleri açısından farklı olduğu her zaman söylenir. Ana gerçek, 4-2-1'lerin düşük devirlerde daha iyi güç verdiği, 4-1'lerin ise buna kıyasla düşük devirde daha az, ama yüksek devirde daha çok güç verdiğidir. Ancak en iyi performans için hangi manifoldun uygun olduğuna karar verilmesi, sadece bu kıyaslamaya bakarak gerçekleştirilemez. Detayları tam olarak aşağıda açıklıyoruz.

Motor içinde yakıt yandıktan ve egzoz subaplarından atıldıktan sonra bir basınç dalgası oluşur, bu dalga enerjiye sahiptir ve silindirden, normalden daha çabuk gaz çıkmasına katkıda bulunabilir. Performans manifoldlarının amacı budur. Bu dalgaların doğal harmonikleri ve atımları, doğru kullanıldıklarında performans artışı yaratabilir. Bunun için egzoz borusunun çapının ve uzunluğunun doğru olması kritiktir.

Doğru hesapta, 4-1 manifold için 4 ayrı silindirden çıkan gazların bir araya gelmesi, 80-86cm civarında gerçekleşmelidir. Eğer manifold 4-2-1 tipte olursa ilk ikişer boru 40-43cm civarında, sonrasındaki iki boru ise yine 40-43cm civarında uzunluğa sahip olmalıdır. Tüm boruların birleşmesinden sonra ilk susturucuya veya katalitik konvertöre kadar olan mesafenin de yine 80-86cm civarında olması gerekir.

Peki neden bu uzunluklar bu kadar kritiktir? Egzoz manifoldundan çıkan gazların atımları, ilk karşılaşmaya kadar boruda ilerler. Bir silindirden çıkan gaz, diğer silindirden çıkan gaz ile karşılaştığı anda, geriye doğru bir atım gerçekleşir. Eğer karşılaşma anına kadar olan uzunluklar doğru ayarlanmış ise geri atımlar egzoz subaplarından çıkacak gaz için başarılı bir emiş gücü sağlarlar. Eğer uzunluklar yanlış hesaplanırsa geri atımlar olumlu bir etki yaratamayacağı, hatta artı basınç oluşturması ile gazın silindirlerden çıkışını daha da güçleştirebileceği için motorun üreteceği güç standardından dahi düşük hale gelebilir.

Bazılarınızın söylediğini duyar gibi oluyoruz, standart manifoldların bu uzunluklarla hiç bir ilgisi yok, peki nasıl oluyor da standart manifoldlar bu şekilde üretiliyorlar? Şu şekilde açıklayabiliriz. Gazın harmonikleri ve boruların uzunlukları katları ile orantılı bir şekilde de kullanılabilirler. 80cm'yi doğru uzunluk olarak kabul edersek, 4 silindirden çıkan 4 egzoz borusunu 160cm'sonunda birleştirirseniz de uygundur, 40cm veya 20cm sonunda birleştirseniz de uygundur. Eğer ilk susturucu 20 ya da 40 ya da 80 ya da 160cm sonrasına yerleştirilirse bu da problem değildir. Bundan dolayı standart egzoz manifoldları bu hesaplar doğrultusunda üretilebilmkete ve kötü görünmelerine rağmen işlevlerini yerine getirebilmektedirler.

Tamam, o zaman problem nerede? Sorun çoğu egzoz manifoldu üreticisinin bu kurallara uymamasıdır. Üretim zorluğu veya kaput altındaki yer kısıtlaması gibi sebeplerden dolayı kimi üreticiler bu hesaplamaları göz ardı edebilmektedirler. Evet, 4-2-1 standart bir manifold düşük devirlerde yüksek güç vermelidir, ama bu ancak manifoldun oranlarının mükemmel olması durumunda mümkündür. Standardından daha iyisini kimsenin üretemediği egzoz manifolduna sahip örnek bir otomobil Peugeot 205 MI16'dır. Manifoldu elbette döküm demirdir, ancak görevini mükemmel bir şekilde yerine getirir.

Egzoz Sistemleri

Boru uzunlukları ve boyutlarıyla ilgili konu, manifold harici egzoz sistemleri için de geçerlidir. Bundan dolayı çoğu üretici katalizörün yerine yerleştirilmesi amacıyla manifolddan uygun miktarda uzağa takılacak bir kit de sunmaktadır. Egzoz sistemindeki örnek olarak orta susturucuyu çıkartıp yerine düz boru yerleştirmenin performansa bir katkısı yoktur, tabii arka susturucunuz hesaplamalara uygun bir uzaklığa denk bir mesafede olmadığı sürece. Bu da, arka susturucular uygun alan bulunan herhangi bir yere takıldıkları için genelde pek mümkün değildir.

Peki katalizör iptali yapıldığında aracın performansı belirgin şekilde artıyor, buna ne dersiniz? Evet, bu doğrudur, ancak bunun boru uzunlukları veya harmoniklerle hiç bir ilgisi yoktur, bu sadece katalizörün kısıtlamasının ortadan kalkması ile ilgilidir. Katalizörü iptal etmek performansı arttırabilir, ancak katalizörü iptal edip doğru hesaplamaların ışığında katalizörün yerine takılacak bir performans ürünü performansı muhakkak daha fazla arttırır.

çαηαк

Otomobilin yolla temasını sağlayan tek unsur olan lastiklerin önemi göz ardı edilmeyecek kadar büyüktür. Bu nedenledir ki sürüş güvenliği açısından lastikler hayati önem taşır. Yanlış basınç uygulanmış bir lastik kötü yol tutuşa ve fren mesafesinin uzamasına neden olacağı gibi, balans bozukluğu bulunan bir lastik de yolla teması azaltıp hayati tehlikeye neden olabilir.

LASTİK NEDİR ?

Lastik kauçuk, kord bezi ve çelik teller ile çeşitli kimyasal maddelerin birleşiminden oluşan ve aracın yer ile temasını sağlayan tek ve en önemli parçadır.
Başa dön

LASTİĞİN GÖREVLERİ

Lastikler, otomobilin ve yükün ağırlığını taşır ve motorun yarattığı döndürme momentini yola aktararak çekiş kuvvetine dönüştürür. Darbeleri emerek konfora katkıda bulunur. Yavaşlamalarda fren gücünü, viraj dönüşlerindeyse direksiyon kontrolüne gerekli olan yanal kuvveti üretir. Ayrıca kendine özge darbe emici emiş özellikleri sayesinde sürüşten ve zemin bozukluklarından meydana gelen kuvveti absorbe eder. Yol kaplamasının türü (asfalt, toprak, şose) ve yolun durumu ( yağmur, çamur, kar, buz) ne olursa olsun, lastiğin görevi güvenli şekilde yol tutuşu sağlamaktır. Ancak bilinçli otomobil kullanıcısı, bir lastikten güvenlik ve konforun yanında başka özellikler de arıyor. Modern bir lastiğin daha az titreşim ve gürültü üretmesi, düşük yuvarlanma direncine sahip olması, dolayısıyla daha az yakıt tüketmesi isteniyor. Fakat lastiğin bu özeliklerin hepsini aynı anda bünyesinde bulundurması imkansız. Bu özelliklerin biri sağlanırken diğerlerinden taviz veriliyor.
Başa dön

LASTİK SATIN ALIRKEN NELERE DİKKAT EDİLMELİ?

Otomobil üreticisinin önerdiği lastik ebadının dışına çıkmamak en doğrusudur; ancak estetik kaygılarla veya özel amaçlarla lastik ebadı değiştirilebilir. Lastiğin kesit genişliğini arttırmak otomobilin viraj ve yol tutuş kabiliyetini olumlu etkileyebilir, ancak kesit genişliği arttıkça ıslak zeminde kızaklama (aquaplannig) riski de artar. Lastik serisi ve profili değiştirilirse, lastik çevresi de değişeceğinden kilometre saati yanlış gösterir. Ayrıca otomobilin maksimum hızında ve yakıt tüketimde de değişiklikler gözlenebilir. Bunun yanında farklı ebattaki lastiklerin otomobilin ön düzen ayarını bozacağı unutulmamalıdır.
Başa dön

LASTİK ÇEŞİTLERİ

Konvansiyonel ve radyal lastik
Lastikler yapılarına, taban desenlerine, kauçuk karışımlarına ve kullanım amaçlarına göre sınıflara ayrılır. Lastiğin karkas yapısında kullanılan kord bezinin geometrisi lastiğin konvansiyonel veya radyal yapıda olmasını belirler. Konvansiyonel lastiklerde, lastiğin yapısını meydana getiren kord bezleri 30-40 derecelik açılarda, üst üste ve çapraz biçimde yerleştirilir. Bu nedenle konvansiyonel lastikler çapraz katlı ve diyagonal lastikler olarak da adlandırılır. Son yıllarda otomobil lastik teknolojisindeki gelişmeler, konvansiyonel lastiklerin terk edilip radyal lastiklerin kullanılmasına yol açtı.

Radyal lastikler ve avantajları
Radyal lastiklerin konvansiyon lastiklere göre en önemli avantajları daha esnek olmaları ve daha az ısınıp daha kolay soğumalarıdır. Bunun dışında radyal lastiklerin yerde bıraktığı taban izi çapraz lastiklerinkinden daha geniştir. Bu avantaj radyal lastiklerin konvansiyonel lastiklere oranla yüzde 20 daha iyi yol tutmasını sağlar. Yola temas eden bölümün daha fazla oluşu nedeniyle çekiş gücü ve fren güvenliği daha yüksektir. Radyal lastiklerde taban sert, yanaklar yumuşaktır; bu da lastiğin yola temas eden bölümünün sürekli olarak aynı genişlikte kalmasını sağlar. Radyal lastiklerin kat ve sırt ayrılmaları da daha dayanıklıdır. Bu ise yola tutunum başarısını arttırır.

Çelik kuşaklar
Radyal gövdeli lastiklerin sırt gövdesi boyunca 15 ile 25 derecelik açılarla üst üste ve çapraz biçimde kuşaklar yerleştirilir. Kuşakların görevi lastiğin mukavemetini arttırmak taban izinin şekil değiştirmesini önlemek ve lastiğin yerle temas eden bölgesinin alanını arttırmaktır. İki tür kuşak bulunur. Birincisi bez dokumandan üretilen 'tahrik', diğeriyse tellerden üretilen 'çelik' kuşaktır. Çelik kuşağın daha dayanıklı, daha emniyetli ve yüksek hızlara daha iyi uyum sağlaması, lastik üreticilerinin bu tür lastik üretimine yönelmesine neden olmuştur.

Sırt deseni
Farklı amaçlara hizmet etmek için farklı yapıda, desenlerde ve kauçuk çeşitlerine sahip lastikler üretiliyor. Otomobil lastikleri desenlerine göre ikiye ayrılır. Standart lastikler ve yüksek performans lastikleri . Ayrıca bu lastiklerin normal tipleri dışında dört mevsim ve kış lastiği versiyonları da mevcut. Standart desenli lastiğin kuru ve ıslak zeminde iyi çekiş gücü, yeterli antiaquaplaning (suda kızaklamaya karşı hızlı su deşarjı) özellikleriyle, güvenli viraj alma kabiliyetlerine sahip olması istenir. Bunun yanında standart lastiklerin sesiz ve konforlu olması düşük yuvarlanma direncine sahip olması gerekmektedir. Dört mevsim lastiklerin desenleriyse, ıslak, kuru, karlı, çamurlu zeminlerde güvenli kullanım, frenleme ve yeterli çekiş gücü sağlamak üzere tasarlanır..

Kış lastikleri
Kışın, uzun ve şiddetli olduğu, yolların uzun süre kar ve buzla kaplı olduğu bölgelerde kış lastikleri kullanılmalıdır. Deseniyle olduğu kadar soğuğa dayanıklı kauçuk karışımlarıyla da kar ve buz gibi kaygan koşullarda maksimum çekiş ve fren gücünü zemine iletebilen kış lastikleri silika teknolojisiyle üretiliyor. Bu teknoloji de lastiğin tutunma özelliğini arttırıyor. Kış lastiklerinde dikkat edilmesi gereken en önemli noktaysa hız serilerine uyumdur. Çünkü kış lastiklerinde hız serileri standart lastiklere oranla düşüktür. Otomobilin son sürati yüksek olsa bile lastiğin hız serisi aşılmamalıdır.

Yüksek performans lastikleri
Yüksek motor gücüne sahip otomobiller, bu yüksek gücü yere aktarabilmek ve yüksek süratlere çıkabilmek için performans lastiklerine ihtiyaç duyar. Bu tür lastikler V, W, Z gibi daha yüksek hız serisine sahip lastiklerdir. Yüzde 55 veya yüzde 35 gibi basıklık oralarına (alçak profile) sahip yüksek performans lastikleri, yola daha iyi tutunmayı sağlayan özel kauçuk karışımlarına sahiptir. Geniş tabanlı yüksek performans lastiklerinin kuru ve ıslak zeminde iyi yol tutması, iyi viraj alması gerekir. Yüksek performans lastiklerinin ömrüyse, standart lastiklere göre (kullanıma bağlı olarak ) yüzde 20 daha kısadır.



SIRT: Lastiğin yolla temasını sağlayan en üst bölümüdür. Üzerindeki desen kulanım amacını gösterir. Desendeki oluklar yağmur suyunu deşarj etmeye yarar. Zemine temas eden dolu bloklarsa çekiş ve fren gücünü iletir, yanal kuvvet üretir.
OMUZ: Sırt ile yanağın birleştiği ve kalın kauçuktan yapılmış bölgesi
YANAK: Lastiğin topuk ve omuz bölgesi arasında kalan ve bölgesidir. Direksiyon kontrol karakteristiğini, taşıma ve konfor estetiğini belirler. Lastiğe esneklik sağlar, üzerinde markalama ve tanıtıcı bilgiler bulunur.
TOPUK: Lastiğin janta temas eden ve sıkıca bağlanmasını sağlayan bölgesidir.
DAMAK TELİ: Lastiği jantın etrafında tutan bölgedir. Gerilmeye dayanıklı, uzamayan çelik tellerden üretilir.
CEYFIR: Damak telinin dış kısmına yerleştirilir. Karkas yapının jant tarafından aşındırılmasını ve tahrip edilmesini engeller. Jant ucu üzerinde gerekli olan esnekliği sağlar.
KARKAS YAPI: Lastiğin alt ucundaki bir damak telinden diğerine uzayan destek bölümüdür. Damak telinin etrafını dolaşarak lastiğe bağlanır. Polyester kord bezinden üretilen karkas yapıda uzunlamasına lifler yükü taşır, yatay liflerse yapıyı bir arada tutar.
KUŞAKLAR: Lastik sırt deseninin altında uzanan dar katmanlara kuşak adı verilir. Çelik ve bez olmak üzere ikiye ayrılan kuşaklar karkas yapıyı sıkıştırır.
ASTAR: Lastiğin iç yüzeyindeki ince bir kauçuk katmanı olan astar hava sızdırmazlığını sağlar. Lastiğin içine sıkıştırılmış basınçlı havanın dışarı kaçmasını önler.

DOĞRU JANTA DOĞRU LASTİK TAKIN!

Üzerinde durulması gereken bir diğer konuysa lastiğe uygun olan jantı seçmektir. Tubeless lastikle kenarları düzgün tubeless jant kullanılmalıdır. Her lastik ebadı için tavsiye edilen bir jant eni vardır. Birde kullanılabilir jant enleri bulunur. Lastik eşdeğer tablosundaysa uygun jantların enleri verilir. 185/70 R 13 lastikte tavsiye edilen jant eni 5.0 inçtir. Ama bunun bir altı ve ya bir üstü olan 5 ve 5.5 inçlik jantlarda kullanılabilir.

çαηαк

LASTİĞİN DİLİNDEN ANLAYIN!

Tüketicilerin büyük bölümü lastik satın alırken lastik yanağındaki yazılara pek bakmaz. Bir çok insan için önemli olan sadece lastiğin markasıdır. Oysa lastik yanağında lastiğin üretim tarihinden kauçuk karışımının cinsine kadar pek çok bilgi bulunur. Örneğin, yanağında 185 65 R 14 85H ENCT2 TL yazan bir lastikteki rakamlar sırasıyla milimetre cinsinden lastiğin kesit genişliğini, balonluk, yüzde olarak lastiğin profilini büyük harfler lastiğin gövde yapısını daha sonra gelen rakam inç cinsinden jantın çapını son rakam yük endeksini son harf hız sembolünü ifade eder. ENCT2 lastiğin ismini; TL ise lastiğin tubeless yani lastiğin iç lastiksiz olduğunu belirtir.

185=Kesit genişliği (mm)
65=Lastiğin serisi
R=Lastik gövde yapısı
14=Jant çapı (1 inç=2.54mm)
85=Yük endeksi
H=Hız limiti
ENCT2=Lastiğin özel ismi
TL=Tubeless

UZUN ÖMÜRLÜ VE PERFORMANSLI LASTİKLER İÇİN UYARILAR

Hava Basıncı
Uygun olmayan hava basıncı ilerde tamiri mümkün olmayan hasarlar yaratabilir. Ayrıca düzensiz ve erken aşınmaya da sebep olur. Hava basıncı lastik soğukken ölçülmeli ve mutlaka araç üreticilerinin belirlediği hava basıncı değerlerine uygun olmalıdır.
Spot
Araç üreticilerinin lastik basınç uyarılarına dikkat ediniz. Düşük şişirme basıncı lastiğin iki omuzunda, yüksek şişirme basıncı ise taban merkezinde çevresel ve düzensiz aşınmaya sebep olur.
Rot Ayarı
Aracınızın mekanik ve süspansiyon sistemlerindeki aksaklıklar nedeni ile direksiyon ve araç yönü aynı olmayabilir. Ön düzen bozukluğu sadece lastiklerinizde ekonomik kayba neden olmakla kalmaz aynı zamanda aracınızın süspansiyon ve döner aksamına da zarar vererek zaman içersinde yüksek mekanik tamir ve bakım masrafına yol açar.
Balans Ayarı
Jant ve lastiğinizin uygun olarak eşlenmemesi hızlı sürüş esnasında zıplama, vuruntu, salgı, yalpa gibi konforsuzluklar hissetmenize neden olacaktır.
Rotasyon(Yer Değiştirme)
Lastiklerin, araçta takılı oldukları her değişik pozisyonda değişik aşınma hareketine maruz kaldıklarından, periyodik olarak yerlerinin değiştirilmesi ömürlerini artıracaktır. Birbirine çapraz konumdaki lastiklerin değiştirilmesi lastik üreticilerinin tavsiyesidir.
Diş Derinliği
Zamanla lastiğiniz üzerindeki desen aşınarak kullanılmaz seviyeye gelir. Aşınmış lastikler aracın performansını düşürür, yakıt tüketimini arttırır. Diş derinliği 1.6 mm'nin altına inmiş lastikleri kullanmak, can ve mal emniyeti bakımından tehlikedir. Ayrıca kanunen de yasaktır ve cezası trafikten men edilmedir.
Yük Miktarı ve Yükleme Biçimi
Araç üreticisinin belirlediği, araç taşıma kapasitesi (istiap haddi) üzerinde yüklemeler; lastiğinizin çabuk ısınmasına; yanak, omuz ve topuk bölgelerinde arıza ermesine ve hızlı aşınmasına neden olur. Dengesiz yüklemeler de lastik ömrü üzerine olumsuz etki yapar.
Fren Ayarı
Fren sistemi araç üreticisinin tavsiye ettiği aralıklarda kontrol edilmelidir.Ayarsız frenler, lastiklerde düzensiz ve hızlı aşınmalara sebep olabilir. Ani ve sert frenlemelerde
Kuvvet dağılımı lastiğe göre farklı olacağından, blok tipi aşınma olması ihtimali artar.
Araç Kullanımına Uygun Lastik Seçimi
Araç el kitabında belirtilen ebat ve kat muadilindeki lastikler kullanılmalıdır. Aracın tüm lastiklerinin aynı yapıda olması gerekir. Aynı aks üzerinde farklı yapı, desen ve aşınmada lastik takılması halinde araç performansı olumsuz etkilendiği gibi lastik düzensiz ve hızlı aşınır.
Araç Hızı
Araç kullanım hızı arttıkça lastiğin sıcaklığı a yükselir. Bu sebeple sırt kauçuğu normale göre daha çok aşınma gösterir.
Yol ve İklim Şartları
Düzgün olmayan yol yüzeylerinde ve sıcak yaz aylarında lastik normale göre daha çok aşınma gösterir.
Sürücü Alışkanlıkları
En önemli faktörlerden birisi de araç kullanım alışkanlıklarıdır. Aracın bakım seviyesi gibi faktörleri de unutmamak gerekiyor.
Başa dön

KULLANIMA İLİŞKİN 20 ALTIN KURAL

1. Bozuk ve taşlı yollarda yüksek hız yapmayın. Ayrıca ani ve sert frenden aracı hızlı kaldırıp patinaj yapmaktan kaçının. Aksi halde lastiklerde düzensiz ve erken aşınmalar meydana gelir.

2. Lastiğinizi keskin kaldırım kenarlarına sürtmekten kaçının. Lastiğin gövdesini oluşturan kordların çok hafif hasar görmesi bile üzerinde yüründüğünde lastikte tehlikeli olabilecek büyük arızalara sebep olabilir.

3. Otomobilinizi kullanırken yoldaki çukurlara ve tümseklere dikkat edin kaldırıma park etmekten kaçının.

4. Sıcak havada ve ağır yükle yüksek sürat yapmayın. Havanın sıcak olması ağır yük ve yüksek süratten ötürü fazla ısınan lastiğin soğumasını zorlaştırır.

5. Aracınızda uygun olmayan yüklemeden kaçının. Dengesiz yük dağılımı bazı lastiklerin üzerine fazla yük binmesine ve buna bağlı olarak hızlı aşınmaya sebep olabilir.

6. Diş derinliği 1.6 mm den az olan lastikleri kullanmayın. Özellikle ıslak zeminde lastiğin suyu boşaltması ve yere tutunması güçleşeceğinden diş derinliği bu seviyenin altına düşmüş lastiklerin değiştirilmesi emniyet açısından çok önemlidir.

7. Araç ve lastikle ilgili ayarsızlıkları (balans bozukluğu rot ayarsızlığı vs) giderin. Söz konusu mekanik ayarsızlıklar sürüş konforu ve direksiyon hakimiyetinin azalmasının yanısıra lastiklerde düzensiz ve erken aşınmaya neden olabilir.

8. Araç üreticisi tarafından onaylanmış ebattaki lastik ve jantları kullanın. Lastik ve Jant ebadının birbirine uygun olmasına dikkat edin.

9. Üretildiği tarih üzerinden 5 yıl geçen dış ve iç lastiklerin dikkatle kontrol edilip kullanılması gerekir. Eğer üzerinde çatlaklar oluşmuşsa söz konusu lastik kullanılmamalıdır.

10. Lastiklerinizi mümkünse her kullanımdan önce gözle kontrol edin. Lastiğe çivi taş cam gibi yabancı maddeler batmışsa bunları çıkarın. Hasar gören lastiğinizi vakit geçirmeden tamir ettirin. Hasar görmüş veya herhangi bir nedenle hava basıncı çok azalmış lastikle yola devam etmeyin.

11. Tüm supaplar iyi durumda temiz ve kapaklı olmalıdır. Supap kapakları lastiğin içine toz ve benzeri maddelerin girmesini önler.

12. İç lastiksiz (tubeless) lastiği mutlaka tubeless janta takın. İç lastikli (tubetype) lastiğiyse kesinlikle iç lastiksiz kullanmayın.

13. Bijon somunlarının sıkılığını düzenli olarak kontrol edin. Bijon somunlarının gevşek olması durumunda sürüş emniyetinin azalmasının yanısıra lastikte düzensiz aşınma meydana gelecektir.

14. Lastiğin üzerinde belirtilen hız ve yük limitlerini hiçbir şekilde geçmeyin. Aksi takdirde çok tehlikeli sonuçlar doğurabilecek lastik arızaları sözkonusu olabilir.

15. Otomobilin dört tekerleğine aynı ebat yapı ve desende lastik takın. Farklı lastik kullanımı özellikle de farklı ebat ve yapıda lastik kullanımı araç ve lastik performansını çok olumsuz etkileyecektir.

16. Her dış lastik değişiminde jant supapını veya iç lastiği değiştirin.

17. Lastik şişirme basınçlarını iki haftada bir kontrol edin basınç düşmüşse uygun seviyeye getirin. Isınan lastiğin hava basıncı yükselebileceğinden lastiklerin hava basıncını lastik soğukken ölçmeye ve ayarlamaya dikkat edin. Isınma sonucu yükselen hava basıncını azaltmak için lastiğin havasını boşaltma yoluna kesinlikle gidilmemelidir.

18. Karlı ve buzlu havalarda daha iyi çekiş sağlayacağı düşüncesiyle lastik havasını kesinlikle azaltmayın. Tersine bu gibi durumlarda hava basıncını yaklaşık 3 PSI artırmak zemindeki karlı buzlu tabakayı yarmaya yardımcı olup çekişi artıracaktır.

19. Lastiklerin her 10 bin kilometrede bir rotasyonunu tamamlayın. Radyal lastiklerde dönüş yönünü değiştirmeden öndeki lastikleri arkaya arkadakileri öne takın.

20. İki haftayı aşan park etmelerde lastik havasını 7.5 PSI artırın ve otomobili takoza alın.

JANT ALIRKEN VE KULLANIRKEN NELERE DİKKAT EDİLMELİ?

Aplikasyon
Jantların aplikasyon tablosuna göre aracınıza uygun olduğundan ve doğru lastik kullanıldığınızdan emin olunuz. Araç üreticisinin tavsiye etmiş olduğu teknik değerlerin dışına çıkmamaya özen gösterin. Yanlış seçilecek jant, aracın maksimum hız, fren mesafesi, rot-balans ayarı ve yakıt tüketimi gibi teknik değerlerine olumsuz etkilerde bulunabilir. Bunun için yeni bir jant alırken, konuyla ilgili teknik servislerden mutlaka bilgi alınız.

Bakım
Jantın temizliğini mutlaka su ve normal deterjan kullanarak yapın. Sert olmayan bir fırça veya süngerle jant üzerindeki yağ ve benzeri izleri çıkarabilirsiniz. Metal, solvent katkılı temizleyiciler ve aşındırıcı malzemeler ile jantınızın kaplamasına zarar vereceğinizi unutmayın. Jantları, sert cisimlerin darbelerinden koruyunuz ve kaldırım kenarlarına çarpmaktan kaçınınız.

Onarım
ERTRO (Uluslararası Lastik ve Jant Teknik Kurumu) standartları tavsiyesine göre hasar görmüş jant onarılamaz ve kullanılamaz. Jant üzerinde kaynak, doğrultma, talaş kaldırma, boyama, bijon somunu veya göbek deliğini büyütme ve eksen kaydırma işlemleri yaptırmayınız.

Kullanım
Jant, üretici firmalar tarafından trafiğe izin verilen yol koşullarında ve araç firmalarınca belirtilen aks yüküne göre test edilir ve satışa sunulur. Diğer yol koşullarından ve aşırı yüklemelerden dolayı jantlarınızda problem oluşacağını unutmayın.
Başa dön

çαηαк

JANTLA İLGİLİ SIK SORULAN 10 SORU
1. Jant alırken nelere dikkat edilmeli?
Jant alırken, üzerinde durulması gereken en önemli konu, jantın araca uyumudur. Beğendiğiniz jantın aracınıza uyumlu olup olmadığını araç üreticisinden öğrenebilirsiniz. Ayrıca jant servislerinde de aracınıza uygun jant için uygulama tabloları bulabilirsiniz...
2. Hafif metal jantların araç hakimiyetine olumlu etkisi var mı?
Hafif metal jantların, yapısal özellikleri ve tubeless lastiklerle uyumları neticesinde, araç denge ve direksiyon hakimiyetine olumlu yönde katkıları bulunuyor.
3. Hafif metal jant yakıt tasarrufu sağlar mı?
Hafif metal jantlar, alüminyum ve titanyum gibi metallerden üretilirler. Bu tip metallerden üretilen jantların, saçtan üretilen jantlara göre en önemli avantajları hem hafif olmaları, hem de daha sağlam olmalarıdır. Bu nedenle alüminyum jantlar, araç toplam ağırlığını azaltır ve yakıt ekonomisine katkıda bulunur.
4. Hasar gören jant onarılabilir mi?
ERTRO (Uluslararası Lastik ve Jant Teknik Kurumu) standart tavsiyesine göre, hasar görmüş jant onarılamaz ve kullanılamaz.
5. Jant üzerinde herhangi bir işlem yaptırılabilir mi?
Güvenliğiniz için jant üzerinde kaynak, doğrultma, talaş kaldırma, bijon veya göbek deliğini büyütme ve eksen kaydırma işlemleri yaptırmayınız.
6. Jant montajı kime yaptırılır?
Jantın montajı, uygun makine ve ekipmanlara sahip servislere yaptırılmalıdır.
7. Hafif metal jantlar, diğer jantlara göre güvenli midir?
Hafif metal jantlar, yapısal özellikleri itibariyle, dış etkenlerden kaynaklanan darbeleri kolay absorbe ederler. Ayrıca ekstra güvenlik sağlarlar.
8. Hafif metal jantların lastik ve fren sistemlerinin ömrüne olumlu etkisi olduğu doğru mudur?
Hafif metal jantlar, lastik ve fren sistemlerinde oluşan ısıyı hızla transfer ettikleri için ömürlerini uzatırlar.
9. Yeni jantta, eski bijon somunları kullanılabilir mi?
Bijon, havşa açıları her jantta farklı olacağından jantla birlikte verilen orijinal bijon somunları kullanılmalıdır.
10. Eski model jant nereden bulunabilir?
Jant üreticileri bu konuda tüketicilere gerekli yardımı sunuyor. Jantınızın markanıza göre aşağıda telefonlarını verdiğimiz ilgili üreticilere başvuruda bulunabilirsiniz.

Motorun yağ eksiltmesinin nedenleri nelerdir?

Halk arasında sıkça telaffuz edilen "motor yine yağı bitirdi" tabiri aslında tamamen teknolojik bir konudur. Özellikle eski teknoloji motorlarda, silindir ve piston gibi materyallerin birbirinden uzak tasarlanması sonucunda, yağ eksiltme sorunlarıyla karşılaşılır. Motor içindeki aktarma organlarının zamanla deforme olmasının da yağ eksiltme problemindeki rolü büyüktür. Yağ eksiltme artıkça motorun ömrü de sona yaklaşır. Son teknoloji motorlarda ise bu tip problemlerle daha az sıklıkta karşılaşılıyor. Çünkü teknolojik motorlarda yüksek performans sağlamak amacıyla aktarma organları birbirine daha yakın tasarlanıyor. Bu nedenle teknolojik motorlar daha az yağ eksiltiyorlar.

Yağ neden bozulur?

Motor yağlarının bozulmasının en önemli sebebi, yanma işleminden kaynaklanan atık maddelerin yağı kirletmesidir. Bu maddelerin başlıcaları su, kurum ve yakıttır. Su, yanma tepkimesinin doğal bir ürünüdür ve normalde buhar olarak atılır. Motorun soğumasıyla biriken su karterde toplanarak yağa karışır. Kurum ise yanmanın tam olarak gerçekleşmemesinin bir sonucudur. Bu kurumun bir kısmı silindirlerdeki yağlara karışarak kartere iner. Yağ filtreleri bu kurumu süzer, ancak belli bir süre sonra sistemde tıkanıklıklar doğabilir. Yağı kirleten bir diğer madde de yakıttır. Silindirlere alınan yakıtın tamamı yanma tepkimesine girmez. Yanmayan kısım da diğerleri gibi kartere sızar. Fazla miktarda birikmesi viskoziteyi önemli oranda azaltabilir.

Yağ değişim süreleri ne kadar olmalı?

Yağ değişim süreleri her üretici tarafından model bazında ayrı ayrı belirlenir. Bu bir kilometre değeri olur (7500 km gibi). Ancak bazı üreticiler, zaman olarak da bir kısıtlama getirebilir (1 yıl gibi). Sentetik yağlar, mineral yağlara oranla daha uzun dayandığını da göz önüne almak gerekir. Bu periyodu etkileyen birkaç önemli faktör daha vardır. Bunlardan soğukta ilk çalıştırma sıklığı, motorun ne kadar aşınmış olduğu ve hava sıcaklığı ilk akla gelenlerdir.

Yağ paslanmaya neden olur mu?

Fazla kirlenen bir yağ paslanmaya neden olabilir. Motor yağının bulunduğu ortamlarda çok hızlı hareketler ve yüksek sıcaklıklar söz konusudur. Havanın da yeterince bulunduğu bu koşullarda bir takım bileşikler oluşur. Yağa karışan bu bileşikler yağın asiditesini artırır. Bu durumda motorda pas oluşabilir.

Fren hidroliğine dikkat!

Belkide yağlar konusunda en dikkatli davranılması gereken ürün, fren hidroliği yağıdır. Çünkü fren hidrolik yağı nedeniyle yaşanacak tüm problemler, hayati tehlike taşımaktadır. Fren hidrolik yağları, kilometreden bağımsız olarak 12-18 ay içinde değiştirilmelidir.

Hangi viskozite aralığını tercih etmeli?

5W-30
Eksi (-) 25 derece hava sıcaklıklarına kadar ilk çalıştırma mümkündür. Son model otomobillerin çoğunda yakıt ekonomisi ve düşük sıcaklıklarda performans sağlar.

10W-30
Eksi 18 derece hava sıcaklıklarına kadar ilk çalıştırma mümkündür. En çok tavsiye edilen viskozite derecesidir. Yüksek performans veren çok supaplı ya da turbo beslemeli motorlarda dahi rahatlıkla kullanılabilir.

10W-40
Eksi 18 derece hava sıcaklıklarına kadar ilk çalıştırma mümkündür. Piyasaya ilk sunulan çok dereceli yağ tipidir. Motorun yıpranmasını ve paslanmayı önlemek için iyi bir seçimdir. Ancak bu tip yağ seçilmeden önce mutlaka aracın kullanım kılavuzuna başvurmakta fayda vardır.

20W-50
Eksi 9 derece hava sıcaklıklarına kadar ilk çalıştırma mümkündür. Yüksek performanslı, yüksek devirli motorlar için maksimum koruma sağlar. Ağır yük taşıyan araçlar için de en iyi seçenektir.

SAE 30
Eksi 9 derece hava sıcaklıklarına kadar ilk çalıştırma mümkündür. Üreticinin tavsiyesi üzerine bazı otomobil ve kamyonetlerde kullanılır.

SAE 40
0 derece hava sıcaklıklarına kadar ilk çalıştırma mümkündür. Üreticinin tavsiyesi üzerine bazı otomobil ve kamyonetlerde kullanılır. Soğuk yerler için önerilmez.

Kaliteli akaryakıt, performansı ne kadar etkiler?

Akaryakıt ne kadar kaliteli olursa olsun, ayarları yanlış yapılmış veya aşınmış bir motora yapabileceği birşey yoktur. Fakat motordaki birikintilerden ya da yanma kalitesinden kaynaklanan problemler varsa, modern akaryakıtlar performansı önemli ölçüde artırabilir. Yeni nesil katkı maddelerine sahip akaryakıt ürünleri karbon birikintilerine eritici etki yapıyor. Bu da yakıt ekonomisini, zararlı atıkların azaltılmasını, motor özelliklerini olumlu yönde etkiliyor. Bu aynı zamanda, yağ ve hava filtrelerin de daha uzun süre dayanmasını sağlıyor.

Oktan ne ifade eder?

4 zamanlı motorlarda yakıt, belli bir sıkıştırma nedeniyle buji ateşlemesi olmadan, kendiliğinden yanabilir. Bu durum vuruntuya neden olur. Yakıtın oktan değeri onun, tutuşmadan ne kadar sıkıştırabileceğini gösterir. Düşük oktanlı yakıtlar ancak en az sıkıştırma oranına kadar dayanabilirler. Güçlü otomobillerde daha yüksek sıkıştırma oranları mevcuttur, bu da daha yüksek oktanlı yakıt gerektirir. Türkiye'de halen 91 ve 95 oktanlı akaryakıt ürünleri satılmaktadır.

Periyodik Bakımlar:

Günlük, haftalık, aylık bakım ve kontroller
Üretici firma tarafından verilen kullanma kılavuzuna göre her araca belirli bir km veya süre dolunca bakım uygulanır. Periyodik bakım ve kontroller firmadan firmaya değişmekle beraber genellikle 10-15 bin km aralığında yapılır.
Yetkili servislerde uygulanan bakımların dışında; sürücünün kendi kendine yapması önerilen bazı kontroller de var. İşte bunlardan birkaçı:
Günlük kontroller
Sabahları araca binmeden önce lastiklerin havasının kontrolü
Aracın park edildiği yerde yağ veya sıvı izleri olup olmadığının kontrolü
Kış mevsiminde donmuş olabileceği düşünülerek sileceklerin cama yapışıp yapışmadığının elle kontrolü
Kontak açıldıktan sonra göstergede bulunan ikaz lambalarının kontrolü
Yola çıkmadan önce ışıklandırma (farlar, sinyaller, fren lambaları vs.) kontrolü
Haftalık kontroller
Sıvı seviyelerinin gözle kontrolü (radyatör genleşme kabı üzerindeki max işareti, silecek sıvısı)
Motor yağ seviye kontrolü
Hidrolik yağ seviye kontrolü
Özellikle ağaç altına park edilen araçlarda, motor kaputunun, havalandırma mazgallarının yaprak ve yabancı maddelerden arındırılması ve su tahliye deliklerinin gerekirse temizlenmesi
Silecek lastiklerinin ıslak bir bez ile temizlenmesi
Aylık kontroller
Boya üzerinde çizik veya taş yaraları kontrolü (derin çiziklere servis müdahalesi gerekir)
Emniyet kemerlerinin nemli sabunlu bez ile tozdan arındırılması
Yıkama esnasında özellikle jantların balata tozundan ve yabancı maddelerden arındırılması
Araç üzerinde olabilecek sanayi artıkları, kuş pisliği veya ağaçlardan dökülen reçine türü yapışkan veya agresif çevre etkenlerinin temizlenmesi
Yapılan km' ye göre lastiklerin detaylı gözle kontrolü (diş derinlikleri, yaralanma veya yarılma izleri) Araç iç temizliği, var ise deri koltukların kullanım kitabında belirtildiği üzere temizliği

Yakıttan elde ettiği ısı enerjisini mekanik enerjiye çeviren makinalara motor denir.

Yakıtlarına göre motorlar, Dizel-Benzin-LPG li olmak üzere ayrılırlar. Benzinli motorun yakıtı benzin; Dizel motorun yakıtı Mazot (motorin); LPG'li motorun yakıtı ise LPG gazıdır.

Silindir diziliş şekillerine göre motorlar sıra tipi, v tipi, yıldız tipi, boksör tipi şeklindedir.

Soğutma sistemine göre motorlar, su soğutmalı ve hava soğutmalı diye ikiye ayrılır.

Yanma sistemine göre motorlar, içten yanmalı ve dıştan yanmalı diye ikiye ayrılır. Araçlardaki motorlar içten yanmalı motorlardır. İçten yanmalı motorlar ise, mazot, benzin ya da motorin yakarlar.

Motorlar, çalışma zamanlarına göre, iki zamanlı ve dört zamanlı motorlar diye ikiye ayrılır.
Benzinli motorlarda ateşleme, sıkıştırılmış benzin-hava karışımının buji ile ateşlenmesi ile olur.

4 zamanlı motorlarda 4 zaman, sırası ile şöyledir: Emme, sıkıştırma, ateşleme (veya genişleme; iş zamanı da denir), egzost.

Enjektörlerden püskürtülerek ateşleme yapılan motorlarda yakıt olarak motorin kullanılır.
Katalitik konvertör kullanılan araçlarda yakıt olarak, kurşunsuz benzin kullanılır.
Bir motorun bazı parçaları şunlardır: marş motoru, piston, segman, piston kolu, silindir kapağı, supap kapağı, eme manifoltu, egzost manifoltu, silindir gövdesi, silindir gömleği, karter, conta, külbütör, emme supapı, ekzost supapı, supap iteceği, krank mili, kam mili, volan dişlisi, eksantrik dişlisidir.

Dizel motorda ise bunların dışında, mazot pompası (enjeksiyon pompası) ve enjektör de bulunur.

Benzinli motorlarda, üsttekilerin dışında karbüratör, benzin pompası, buji, disribütör, bobin vardır.

ATEŞLEME SİSTEMİ

Benzinli motorun ateşleme siteminin bazı önemli parçaları şunlardır:
Akü, kontak anahtarı, endüksiyon bobini, distribütör, buji ile distribütör içinde bulunan platin takımı, alçak yüksek gerilim kabloları kondansatör, tevzii makarasıdır.

Bezinli motorlarda bujinin görevi ateşlemeyi sağlamaktır. Benzinli motorlarda bulunan distribütör' ün en önemli görevleri endüksiyon bobininden gelen yüksek voltajı bujilere dağıtmanın yanı sıra, platin ve meksefe yardımıyla yüksek voltajın oluşumunu sağlamak, ayrıca tevzii makarasıyla da elektrik dağıtımını sağlamaktır.
Endüksiyon bobini aküden gelen voltajı 15.000 - 25.000 volta çıkarır.
Bujilere ateşleme sırasına göre akım dağıtan distribütördür. Motor çalışmazken kontak anahtarı, ateşleme durumunda açık unutulursa platin ya da bobin yanabilir.
Aracın belirli bir km.'sinden sonra bazı parçaları değişmelidir. Bunlardan biri platin ve bujidir. Ateşleme sistemi ayarlarından biri buji ayarı ve diğeri ise platin ayarı ile avans ayarıdır.
Platin meme yapmış ise meksefe (kondansatör) yanabilir. Platin meme yaparsa zımparayla temizlenir.

Motorun çalışması sarsıntılı ise, sebebi buji kablolarından birinin çıkmış olması olabilir.
Benzinli bir motorda normal yanma olmamasının sebeplerinden biri bujilerin normal ateşleme yapmaması,

bir diğeri de platin ayarının bozuk olması ayrıca bujilerin kurum bağlanmış olmasıdır.
Bujiler ayarsız ve aşınmış ise motor çekişten düşer.
Buji ayarları yanlış yapılmış bir aracın egzost dumanı siyahtır.
Motorun egzostundan siyah duman çıkması durumunda karışım oranı da kontrol edilmelidir.

YAKIT SİSTEMİ

Benzinli motorun yakıt sisteminin parçalarından bazıları şunlardır:
yakıt deposu, yakıt pompası, yakıt göstergesi, karbüratör, hava filtresi, emme manifoltu.

Dizel motorun yakıt sisteminin parçalarından bazıları şunlardır: yakıt deposu, besleme pompası, mazot filtresi, enjeksiyon pompası, enjektör, ısıtma kızdırma bujileri, yakıt göstergesi.

Hava filtresinin görevi, karbüratöre giren havayı süzmek ve ve sessiz emiş sağlamaktır. Hava filtresinin tıkanmasını önlemek için basınçlı hava ile temizlemeliyiz. Öte yandan, hava filtresi tıkalı olan motor zengin karışımla çalışır. Filtre yine de temzilenmeden motor hala çalıştırılırsa motor boğulur.

Karbüratör, emme manifoltu üzerindedir ve sadece benzinli motorlarda olur. Benzin-Hava karışımını ayarlar. Karbüratörün karıştırma oranı 1/15'tir.

Jikle devresinin görevi, soğuk havalarda motorun çabuk çalışmasını sağlamaktır. Jikle devresi karbüratörde bulunur. Jikle kelebeği, karbüratörün hava giriş deliği önünde bulunur.

Yağ filtresi yağı süzer ve temizler.

Silindir içindeki yanmış gazlar egzost manifoldu ile dışarı atılır.

Egzost susturucusu, basınçlı olarak çıkan yanlış gazların sesini azaltır. Eğer aracın egzostundan fazla ses çıkıyorsa susturucu patlak olabilir.

Supap ayarı, en önemli motor ayarlarından biridir. Soğuk ve sıcak ayar olarak ikiye ayrılır.

Bir aracı kış şartlarına hazırlarken en önemli noktalardan biri hava filtresini kışlık pozisyona almak ve otomatik jikle kışlık pozisyonuna çevirmektir.

Araçta yakıt ikmali yapılırken motor stop edilir.

Ayağımızı gaz pedalından çeksek bile motorun hala çalışmasını sağlayan devre rölanti devresidir.

Yakıtın içinde toz-su-pislik vs. varsa motor tekleyerek çalışır.

Yakıt sistemi ayarlarından biri rölanti ayarıdır.

Boğulmuş bir motoru çalıştırmak için gaz pedalına sonuna kadar basılarak marş yapılır.

Motor ısınıca stop ediyorsa karbüratöre de bakılmalıdır.

Araç kulanırken yakıt tasarrufu için

hava filtresi temizlenmeli,
Karbüratör ayarları yapılmalı,
Jikle devresi açık unutulmamalıdır,
Rölanti yüksek olmamalıdır,
Eskimiş bujiler temizlenmeli,
Lastik hava basınçları normal olmalıdır,
Fren ayarlarının sıkı olmaması,
Uygun viteste gidilmesi,
Debriyaj kaçırması olmamalıdır,
Saatte 90/100 km hızın geçilmemesi
gerekmektedir.

çαηαк

Aracın fazla yakıt yaktığını anlamak için eksozuna bakılır. Eğer egzost rengi siyahsa fazla yakıt yakıyor olabilir.

YAĞLAMA SİSTEMİ

Yağlama sisteminin parçaları:

Karter-yağ pompası,
Filtre,
Gösterge,
Seviye çubuğu,
Yağ kanallarıdır.

Motorda yağın bazı görevleri:

Sürtünmeyi azaltmak,
Aşınmayı önlemek,
Silindir ve segmanlar arası boşluğu doldurup sızdırmazlığı sağlamak,
Soğutmaya yardımcı olmak,
Aşınmadan dolayı oluşan pislikleri temizlemektir.

Karterin önemli görevlerinden bazıları:

Motor bloğunun altını kapatmak ve yağa depoluk etmektir.

Araçta motor yağı kontrol edilirken kontak anahtarı kapatılır ve 4-5 dakika beklenir. Yağ ölçümü yapılırken araç düz durumda olmalıdır. Yağ seviyesi yağ çubuğuyla ölçülür, ve yağın seviyesi yağ çubuğunun iki çizgisi arasında olmalıdır. Yağ seviyesi normalin çok altında iken motor çalıştırılırsa motor ısınır ve yanar.

Motor yağı değiştirilirken motor sıcak olmalıdır.

Motorlarda genellikle 20-50 W numara motor yağı kullanılır. Motorun yağı karterin altındaki tapa açılarak boşaltılır. Yeni motoryağı ise süpap muhafaza kapağı üzerindeki kapaktan doldurulur.

Motor yağı ve yağ filtresi belli km'lerde mutlaka değiştirilmelidir.

Motorda yağ basıncı yoksa,

yağ yok,
filtre tıkalı,
yağ pompası arızalı,
ya da yağ müşiri arızalı olabilir.

Motorun yağ eksiltmesinin sebeplerinden bazıları:

Karter contasnın yırtılması,
sekman ya da silindirlerin aşınması,
karterin delik olması,
tapadan yağ sızdırmasıdır.

Yağ yakan motorun eksoztundan mavi duman çıkar.

Marşa basılıp motor çalıştırıldığında yağ lambasının sönmesi gerekir.
Motor çalıştığı sürece yağlamanın olup olmadığı motor yağ göstergesinden takip edilebilir.
Motor çalışırken yağ göstergesinde anormallik görülürse motor hemen durdurulur.

SOĞUTMA SİSTEMİ

Su ile soğutma sisteminin bazı parçaları:

Radyatör,
Vantilatör,
Devir daim pompası,
Termostat,
Hararet (ısı) gösterici,
Hararet (ısı) müşiri,
İlave su kabı,
Fan motorudur.

Radyatör, soğutma suyuna depoluk eder. radyatörün altında su boşaltma musluğu vardır.

Termostat silindir kapağı su çıkışındadır. Motorun sıcaklığını çalışma sıcaklığında sabit tutar.

Devir daim pompası vantilatör kayışından hareket alır. Radyatördeki soğuk suyu su kanallarına yollar.

Hava soğutmalı motoru, su soğutmalı motordan ayıran bir diğer özellik hava soğutmalı motorda radyatör ve su pompasının olmamasıdır.

Vantilatör kayışı V şeklindedir. Kayış gerginliği 1-1,5 cm civarında olmalıdır. Vantilatör kayışı hareketini krank mili kasnağından alır ve vantilatör kayışı devir daim pompası ve alternatörü (şarj dinamosunu) çalıştırır. vantilatör kayışı koparsa motor hararet yapar.

Soğutma sisteminde su azalıyorsa

silindir kapak contası arızalı veya radyatör delik,
radyatör kapağı bozuk,
radyatör hortum ve kelepçeleri arızalı veya delik,
kalorifer hortumları delik veya
termostat arızalı olabilir.

Motorun hararet yapmasının nedenleri:

->Radyatör peteklerinin tıkanması,
->radyatörde suyun azalması,
->vantilatör kayışının gevşek veya kopuk olması,
->termostatın arızalı olması,
->motor yağının azalması,
->motor soğutma suyu kanallarının tıkalı olması,
->uygun vites ve hızda gidilmemesi,
->otomatik fanın arızalı olmasıdır

Radyatöre konacak suyun seviyesi peteklerin üzerinde olmalıdır.
Çok sıcak motora rölantide çalışırken ılık ve kireçsiz su konur.
Motor bloğundaki su kanalları pastan ya da kireçten tıkanmış ise motor fazla ısınır.
Radyatöre konacak suyun içilecek temizlikte ve temiz su olması gerekir.
Su olduğu halde motor fazla ısınıyorsa, termostat arızalıdır.
Donmayı önlemek için radyatöre antifriz ilave edilir.
Termostatı sökülmüş motor, gereğinden soğuk çalışır aşınmalar artar ve verim düşer.
Motorun çok sıcak çalıştırılması motoru çekişten düşürür.
Motor çok sıcakken radyatöre soğuk su konursa silindir kapağı ve blok çatlayabilir.
Çok sıcak bir motorda radyatör kapağı ıslak bir bezle tutulup hafifçe gevşetilir ve buhar tamamen atılınca radyatör kapağı açılır.

Araçta ısı (hararet) göstergesi çalışmıyorsa ısı müşiri arızalı olabilir.
Motor, çalıştıktan sonra çalışma sıcaklığına gelmiyorsa kalorifer hortumlarında kaçak olabilir.
Motor ısısının aniden yükselmesinin sebebi kayış kopması olabilir.

çαηαк

MARŞ SİSTEMİ

Marş sistemi motora ilk hareketi verir.

Parçaları:

-akü,
-kontak anahtarı,
-marş motoru,
-volan dişlisidir.

Marşa basıldığında marş motorunun bediks dişlisi volanın üzerindeki dişlilerle kavraşır ve volanı döndürür.

Volan da krankı döndürerek, motora gerekli ilk hareketi verir.

Marş durumunda marş motoru hiç dönmüyorsa:
akü bitik,
akü kutup başları gevşek,
akü kutup başları oksitli,
marş otomatiği arızalı,
marş motoru sargıları arızalı ya da sigortası atık olabilir.

Motor çalışırken marş yapılırsa volan dişlidi, marş motoru ve marş dişlisi zarar görür.

Marşa basıldığında marş motoru dönmez, korna da çalmaz ise sorun aküde-kutup başlarında olabilir.

Akü başka bir aküyle takviye yapılacaksa her iki akünün (+) kutup başları (+) kutup başlarıyla, (-) kutup başları ise (-) kutup başlarıyla birleştirilir. Her iki akünün de voltajı aynı olmalıdır.

Dijital göstergeli araçlarda akü takviyesi yapılmaz.

Marşa basma süresi 10-15 saniyedir. Fazla basılırsa akü biter.

Marş yapıldığında tık diye bir ses gelip, marş motoru çalışmıyorsa akü kutup başları gevşek olabilir.

Vantilatör kayışı hareketini volant kasnağından alır ve pervaneyi -devirdaim pompasını- şarj dinamosunu çalıştırır. Kayış koparsa vantilatör pervanesi - devirdaim pompası ve şarj dinamosu hareket.

ŞARJ SİSTEMİ

Şarj sistemi, motor çalışmaya başladığı andan itibaren aracın elektrik ihtiyacını karşılar ve aküyü şarj eder.

Şarj sisteminin parçaları:

alternatör,
konjektör (regülatör),
şarj lambası,
vantilatör kayışıdır.

Alternatör, krank mili kasnağından vantilatör kayışı ile aldığı mekanik enerjiyi elektrik enerjisine çevirir. Bazı araçlarda alternatör değil, şarj dinamosu bulunur.

Konjektör (regülatör), alternatörün ürettiği elektriğin volt ve akımını ayarlar. Aracın devri arttıkça alternatörden çıkan akım ve voltajı ayarlar, tesisata ve aküye gönderir.

Şarj lambası, şarj sisteminin çalışmadığını ikaz eder. Yani alternatör, konjektör vs. arızasını belirtir.

Bir araç için gerekli elektrik enerjisini şarj sistemi sağlar.

Akü, motor çalışmazken ışık ve özel elektrikli alıcılatrı besler.

Vantilatör kayışı çok sıkı ise alternatör yatakları bozulabilir.

Vantilatör kayışının koptuğu "ilk olarak" şarj ikaz lambasından anlaşılır.

Motor çalışırken ayağımızı gaz pedalından çekince far ışıkları zayıflıyorsa akü zayıflamış olabilir.

Motor çalıştığı halde şarj ikaz lambası yanıyorsa vantilatör kayışı gevşek olabilir ya da alternatör kablo bağlantıları gevşek veya alternatör kömürü aşınmış olabilir.

Aracın durdurulup kontağın hemen kapatılması gereken hallerden bazıları:

- Şarj ikaz lambasının yanması.
- Motordan ani bir sarsıntı ya da ses gelmesi.
- Yağ lambalarının yanmasıdır.

Konjektör ayarı bozuksa akünün su kaybı çok olur.

Araçta ampuller sık sık patlıyorsa veya akü su kaybı fazlaysa veya konjektör arızalı olabilir.

Marşa basılıp motor çalıştığında şarj ikaz lambası sönmelidir.

AYDINLATMA VE İKAZ SİSTEMİ

Aydınlatma sisteminde, sigortalar, kablolar, farlar, park lambası, sis lambası, plaka lambası, gösterge lambası, iç aydınlatma lambası, bagaj aydınlatma lambası, gibi lambalar vardır.

İkaz sisteminde, sinyaller, fren ikaz lambaları, geri vites lambası, korna bulunur.

Her elektrik elemanı gibi araçlarda bulunan aydınlatma ve ikaz sistemi gibi elektrikli devrelerde de:
akü, kablolar, kablo bağlantıları, sigortalar, açma kapama düğmeleri ya da kolları, ve alıcı olarak da ampuller bulunmaktadır.

Bu sistemlerin en önemli arızaları:
kısa devre,
kablo kopukluğu,
akü bitmesi,
akü kutup başı oksitlenmesi veya akü kutup başı gevşekliği,
ampul yanması,
sigorta atması,
anahtarların arızalanmasıdır.

Fren müşiri ikaz sisteminin bir parçasıdır.

Farlardan bir kısmı ya da hiçbiriyanmıyorsa, sigortası atık olabilir.

Flaşör arızalanınca sinyal lambası yanmaz.

Sigortalar atıksa bunun yerine aynı amperde sigorta takılır.

Far anahtarı bozuksa farlar yanmaz.

Isı göstergesi çalışmıyorsa, ısı göstergesi müşiri arızalı olabilir.

Aracın fren lambaları yanmıyorsa, fren müşiri arızalı olabilir.

Fren lambalarından biri yanmıyorsa, yanmayan lambanın ampulu yanmış olabilir.

Farların bakımı yapılırken, far ayarı yapılır.

Farlardan biri sönük yanıyorsa far kablo bağlantısı gevşemiş veya paslanmış olabilir.

Sigortanın görevi, kısa devre olduğunda sistemi korumaktır.

çαηαк

GÜÇ AKTARMA ORGANLARI

Güç aktarma organları sırasıyla:

Debriyaj, vites kutusu, şaft, diferansiyel, akslar, tekerleklerdir.

Difarensiyelin görevi, gücü arttırmak, kendine gelen hareketi 90 derece kırıp akslar yardımıyla tekerleklere iletmek, virajlarda içteki tekerleği az, dıştakini fazla döndürerek kolay ve rahat viraj almayı temin etmektir.

Kavrama (debriyaj) motorla vites kutusu arasındaki irtibatı keserek vites değiştirme olanağı sağlayan aktarma organıdır.

Akslar, diferansiyelin hareketini tekerleklere iletirler.

Vites kutusu, aracın hızını ve gücünü ayarlar.

Araç hareket halindeyken ayağımız debriyaj pedalı üzerinde devamlı durursa debriyaj balatası aşınır.

Aracın ilk çalışması esnasında bir miktar gaz verildikten sonra debriyaj pedalına sonuna kadar basmanın faydası vardır.

Debriyaj balatası yağlanırsa debriyaj kaçırır. Debriyaj teli koparsa araç vitese geçmez.

Vites değiştirirken debriyaj pedalına basılır.

Araç geri vitese takılmak istendiğinde takılmıyorsa, debriyaj pedalından ayak çekilip yeniden basılır.

Aktarma organlarında yağ olarak, dişli yağı kullanılır.

Vites değiştirirken ses geliyorsa, debriyaja tam basılmamıştır.

Ani ve sert duruş kalkış yapmak debriyaj balatasını sıyırabilir.

Vites kutusu bakımı yapılırken yağa ve yağ kaçağına dikkat edilir.

LASTİKLER

Lastiklerin yeri, her altı ayda bir ya da her 10.000 km'de yer değiştirilerek aşınmalar denklenmelidir.

Lastiklerdeki ağırlık dengesinin bozukluğu demek olan balans oluşursa araçta titreşim oluşur. Bu titreşimler en çok direksiyon simidinde hissedilir.

Lastik değiştirilirken kriko takılınca el freni çekili olmalıdır.

Lastiklere normalden az hava basılırsa lastikler sürekli olarak ortadan aşınırlar ve araç titrer. Aracın lastikleri araca binileceği zaman kontrol edilir.

Dubleks lastik iç lastiği olmayan lastiktir.

Karlı havalarda zincir çekici tekerlerin ikisine de takılır.

Isınmadan dolayı lastik hava basıncı artmışsa hiçbirşey yapılamaz.

Latiklerin üzerindeki rakamlar lastik ebatlerını belirtir.

Bir tekere dubleks, diğer tekere şamyelli lastik takılırsa araç bir tarafa çeker.

Bijonların temizliği kuru bezle yapılır.


çαηαк

FRENLER

Araçta el freni duran aracı sabitlemek için kullanılır. El freni kopmuş ise el freni tutmaz. El freni çekili durumda unutulup yola devam edilirse kampanalar ısınır ve fren tutmaz.

Araç üzerinde 3 tip fren bulunur:

-Motor freni (kompresyon freni)
-Ayak freni
-El freni

Ayak freni 3 tiptir:
-Hidrolik fren
-Havalı fren
-Karma fren

Fren sisteminin bazı parçaları şunlardır:

-Fren pedalı
-Merkez pompası
-Fren boruları
-Tekerlek silindirleri
-Fren diski
-Fren balatası
-Kampanalar
-Fren ayar sistemleri

Havalı frenli bir araçta üsttekilere ilaveten hava tüpü ve kompresör bulunur.

ABS frenin avantajları, frenlerken direksiyon hakimiyetini bozmaması ve fren mesafesini kısaltmasıdır.

Fren yapılmasına rağmen aracın hızı azalmıyorsa, fren hidroliği yok veya azalmış hatta fren ayarları gecşek olabilir. Fren sistemine yağ sızmış olabilir. Fren sisteminde kaçak olabilir.

Soğuk havalarda el freni çekil durumda bırakılırsa fren balataları donarak yapışır.

Fren sisteminde hidrolik azalmışsa hidrolik yağı ile takviye edilir.

Ayak frenine basıldığında ön ve arka tekerlekler birlikte durur.

Araç çalışıyor fakat hareket ettirilemiyorsa el freni çekik olabilir.

Aracın kampanaları aşırı ısınmışsa fren ayarları bozuk olabilir.

Ön lastiklerin biri yeni biri eskiyse frenlerken araç bir tarafa çeker.

Westinghouse tipi frenli bir arabada hareket halinde iken motor stop ettirilirse asla fren tutmaz.

Hava frenli araçta hava basınç göstergesi basınç göstermiyorsa araç olduğu yerden kaldırılamaz.

ÖN DÜZEN SİSTEMİ

Ön düzen sistemi, aracın dönüşünü sağlar. Direksiyon simidi, direksiyon mili, sonsuz dişli, sektör dişli, rot, eğri rot, kısa rot, rotbaşı bu sistemin bazı parçalarıdır.

Direksiyon kutusu yağı kontrol edilmelidir. Araçta çekme, gezme vs. varsa servise gidilmelidir. Kamber/ Kaster/ King-pim/ rot ve direksiyon kutusu ayarları gibi ayarları vardır. Ayarsızlık ve dişlilerin aşınması, direksiyon boşluğu artırır.

Ayrıca rot başlarının aşınması ile direksiyon kutusu arızaları da direksiyon boşluğunu artırır.

Ön düzen ayarları bozuksa ön lastikler içten ve dıştan aşınır.

Direksiyon zor dönüyorsa lastik hava basıncı normalden azdır.

SÜSPANSİYON SİSTEMİ

Süspansiyon sistemi, araç tekerlerinin aracın şasi ve gövdesiyle birleştirildiği sistemdir. Yaylar (helezon yay), yaprak yaylar (makaslar) ve amortisörlerden oluşur.

Helezon yaylar otomobil türü araçlarda makaslar ise genellikle ağır hizmet araçlarında kullanılır.

Yaylar, yoldan gelen darbe titreşimleri üzerine alır. Yayların salınımını amortisör kontrol eder.

çαηαк

BAKIMLAR

Günlük bakımda motorun yağına, suyuna, fren hidroliğine, yakıtına, lastik hava basınçlarına, ışık ve ikaz sistemlerine bakılır.

Haftalık bakımda vantilatör kayışı gerginliği, akü bakımı yapılır.

Akü bakımı yaparken akü dış yüzeylerinin ve kutup başlarındaki oksitlerin sodalı su ve sıcak su ile temizlenmesine, plakaların 1 cm üzerine kadar saf su ilave edilmesine, eleman kapak deliklerinin açık tutulmasına, kışın akü donmasın diye akü tam şarj ettirilir, dijital göstergeli araçta asla akü takviyesi yapılmaz.

Akü kendiliğinden boşanıyorsa akünün üst kısmında pislik birikmiştir.

Kısa devreden dolayı yangın olursa akü kutup başları çıkarılır.

Akü 2 kutp başı arasında her iki kutup başına değen bir madeni parça konsa akü kısa devre olup patlar.

Yağlı tip hava filtresinin bakımı yapılırken sökülen parçalar gaz yağı ile temizlenir.

Yeni bir araçta 0-2000 km arası ilk kullanım süresine rodaj denir. Rodaj süresi çalışan parçaların birbiriyle alışma süresidir. Rodaj süresince aşırı sürat yapılmaz, ani duruş kalkış yapılmaz, motor tam güç konumunda çalıştırılmaz, uzun süre sabit hızda gidilmez.

DİZEL MOTORA AİT BAZI BİLGİLER

Dizel motorlarda silindire sadec hava doldurulur ve yanma sıkıştırılmış havanın üzerine enjektörden yakıt püskürtülmesiyle sağlanır.

Dizel motorların yakıt sisteminde günlük yaplacak işlerden biri mazot-su ayırıcısı veya filtre ya da yakıt deposundan yakıt sisteminin suyunun alınmasıdır.

Dizel motorlarda yanma enjektörden yakıt püskürtmekle olur. Enjektörler kendilerine enjeksyon pompasından gelen mazotu silindirlerdeki sıkıştırılmış havanın içine püskürterek yanmayı sağlarlar.

Enjeksyon pompası, besleme pompası ile depodan gelen yakıtı basınçlı olarak enjektörlere yollar.

Dizel motorun çalışmamasının bir nedeni, hava yapmış olmasıdır. Hava yapmanın nedenleri:
-yakıtın bitmesi,
-boru ve rekorların gevşemesi,
-yakıt borularının sökülmesi,
-filtrenin temizlenmesi veya değişmesidir.

Dizel motorlarda egzost dumanı siyah çıkıyorsa yakıt pompasına, enjektöre ve hava filtresine bakılır. Ayrıca dizel motorlarda marş yapıldığında marş motoru dönüyor ancak motor çalışmıyorsa yakıt filtresi de takılı olabilir.

Özellikle soğuk havalarda dizel motoru kolay çalıştırabilmek için kızdırma bujileri kulanılır.

fox-gladio

sabitte konu fazlalıgı oldugundan konular birlestiriliyor...




çαηαк

tamam kjardesım nasıl uygun görürsen

çαηαк