YAVUZ SULTAN SELİM

Başlatan azra, Eyl 13, 2007, 12:12 ÖÖ

« önceki - sonraki »

azra

YAVUZ SULTAN SELİM HAN


BABASI: Sultan İkinci Beyazıt Han
ANNESİ: Gülbahar Ayşe Hatun
DOĞUMU: 10 Ekim 1470
VEFATI: 22 Eylül 1520
SALTANATI: 1512 - 1520 (8 Sene)

10 Ekim 1470 tarihiydi. Amasya sarayında bir şehzade dünyaya geliyordu. Az önce bir derviş kendisine kapıyı açanlara şunları söyledi:

"Bugün doğacak şehzadenin vücudunda yedi ben bulunacak. Padişah olup vücudundaki ben kadar hükümdar yenecek. Şehzadenin adını Selim koyun. Dervişe bir miktar vermek istemişlerse de, ortadan kaybolmuştu. Müjdeyi Sultan Beyazıt'ın Hanımı Gülbahar Hatun'a ulaştırdılar. Sancılar içinde kıvranıyordu. Fakat haberi duyunca yüzü güldü. Az sonra bebek dünyaya geldi. Dervişin tavsiyesi üzerine adını Selim koydular.

Devrin en tanınmış alimleri Selim'e hoca oldular. Selim, Molla Muhiddin Efendi, Taşköprülü Muslihiddin Mustafa Efendi ve Molla Halimi Efendi'den dersler almaya başladı. Özellikle tarih, edebiyat ve fen dersleriyle uğraştı. Güzel yazı yazmakta usta oldu. Okumaya meraklı idi. Hele tarihe karşı aşırı bir merakı vardı. Tarih-i Vassaf'ı neredeyse ezberlemişti. "Geçmişi bilmeyen geleceği kuramaz" diyordu.

Askeri derslerini de aksatmıyordu. Çok güzel ata biniyor, devrin en meşhur silahşörlerini alt edecek kadar iyi kılıç kullanıyordu. Arapça ve Farsça'yı ana dili gibi öğrenmişti. Ok ve yay yapmada üstüne yoktu.

Yavuz, uzun boylu, geniş omuzlu, iri kemikli ve omuzları arası geniş, koyu kumral saçlı, kırmızı yüzlü, çatık kaşlı, uzun bıyıklı ve yiğit bir padişahtı. Sert yaratılışı olmasına rağmen, ince şair ruhlu bir kimseydi. Kanunları ne çiğner ne de çiğnetirdi. Emirlerin noksansız uygulanmasını ister, uygulamayanları şiddetle cezalandırırdı.

Sakal salıvermemişti. Padişah olduktan sonra da sakalını kestirmişti. Yeniçerilerin sakal bırakmaları yasaktı. Tahta çıktığı gün yeniçeri ocak defterini getirtti, adını 1 numaralı nefer olarak yazdırmıştır ki bu adet ocağın kaldırılmasına kadar devam etmiştir. Yavuz'un sakalını traş ettirmesi, ocak disiplini üzerine son derece titiz durmasının eseridir. Pazulu, pençeli adamdı. Pehlivan çalımı, arslan adımı ile levendane yürürdü. Çok güzel konuşur, bilhassa kalabalığa, askere hitap ettiği zaman sesi de arslan gibi kükrerdi. En yakın, en mahrem dostlarına karşı dahi gayet ciddi idi, bir tebessümü büyük iltifat bilinirdi. Solakzade, "ayan-ı devlet bibbirine beddua etseler, Sultan Selim'e vezir olasın" diyor. Bu beddua nazm diline de geçmiştir.

Rakibin ölmesine çare yoktur
Meğer vezir ola Sultan Selim'e

Hayatına tek kadın ismi karışmıştır. Trabzon'da vali iken güzelliği dillere destan olmuş Ayşe Hafsan Hatun'la evlenmiş ve ondan bir oğlu, istikbalin Kanuni Sultan Süleyman'ı oldu. "İran'a yaptığı seferde Şah İsmail'i 12 saatte perişan etti. Şah İsmail'in iki karısı esir oldu. İran'ın o zamanki başşehri Tebriz'e girdi." 500 kilometrelik bir yolu yürüyerek gelip böyle parlak bir zafer kazanmak eşine az rastlanan şeylerdendir.

Adana, Gaziantep, Hatay, Urfa, Diyarbakır, Mardin, Siirt, Muş, Bingöl, Bitlis, Tunceli, vilayetlerini Osmanlı topraklarına kattı. Dulkadir Beyliği'ni, Musul, Kerkük ve Erbil'i Osmanlı hudutlarına dahil etti. Eyyubi Melikliğini aldı.

1516'da Mısır seferine çıktı. 27 Temmuz'da Ramazanoğulları Beyliği'ni ilhak etti. 24 Ağustos'ta Mısır Memlükleri ile Mercidabık ovasında karşılaştı. Memlükleri kesin bir şekilde yendi. 28 Ağustos'ta Halep'e girdi. 29 Ağustos 1516'da bütün mukaddesi emanetler İstanbul'a getirildi. Suriye, Lübnan ve Filistin tamamen fethedildi.

Kendi zamanına kadar hiçbir hükümdarın göz alamadığı bir işi yaptı. Sina çölünü 13 günde geçti. Birinci Cihan Savaşı'nda yeni tekniğin verdiği imkanlarla bu çöl 11 günde geçilebilmiştir. 22 Ocak 1517'de Memlükleri Ridaniye'de tekrar yendi ve Kahire fethedildi. Yavuz Memlük Sultanı'nın cenazesini bizzat omzunda taşıdı. Kahire'nin fethinden sonra İstanbul'a gelen Mısır uleması ile Türk uleması Yavuz'un halife olmasını kararlaştırdı. Daha sonra Halife Üçüncü Mütevekkil Ayasofya Camii'nde minbere çıkarak Yavuz'un hilafetini ilan etti.
Mütevazi hükümdar, her öğün yemekte tek çeşit yemek yerdi. Yemekte ağaçtan tabaklar kullanırdı. 22 Eylül 1520'de arslan pençesi denilen bir çıban sebebiyle vefat etti. Hayatının son dakikalarında Yasin-i Şerif okuyordu. Oğlu Kanuni Süleyman Fatih Camii'nde namazını kıldıktan sonra Sultan Selim Camii avlusundaki türbeye defnettirdi. Tahtı devraldığında 2.375.000 kilometrekare olan Osmanlı toprakları 6.557.000 kilometrekareye çıkmıştır. Bu büyük fütuhatı ise 4 seneye sığdırmıştır.

Ataları hep sakal uzattığı halde o sakalını keser. Bunun sebebini soranlara "Sakalı ele vermemek için kesiyorum" diye bir cevap verdiği rivayet edilir. Bir kulağına da küpe takardı. Yavuz, Mısır seferi sırasında kölelerin kulaklarındaki tek küpeyi görmüş sormuş; "Bu nedir?" Cevap vermişler "Bu tek küpe kölelik işaretidir" Bunu duyan Yavuz hemen kulağını deldirmiş ve "Bende Cenab-ı Allah'ın kulu ve kölesiyim" diye küpe taktırmıştır ki, bu ihtimal diğer ihtimallerden kuvvetlidir. Yavuz'un karakterine de uymaktadır.
Çok sade giyinirdi. O kadar ki, onu herhangi bir saraylıdan ayırmak mümkün olmazdı. Birgün bunun sebebini sormuşlar ve Yavuz'dan şu harika cevabı almışlar.

"Vezirlerin ve beylerin süslü elbiseler giymesi, padişahlarına saygıdan ileri gelir. Biz kime şirin görünmek için süslü giyinelim? Bizim Padişah'ımız vücudun dışına değil, içindeki cevhere (imana) bakar"

Birgün Yavuz Selim'e oğlu Süleyman, çok süslü elbiseler olduğu halde huzuruna getirilmişti. Yavuz hemen çocuk yaşta bulunan Süleyman'ı şöyle bir süzdükten sonra; "Bu ne hal Süleyman?" dedi. "Anana giyecek bir şey bırakmamışsın" Böylece süslenmenin kadınlara mahsus olduğunu belirtmek istedi.
Aynı dili konuşanlar değil,aynı duyguları paylaşanlar anlaşabilirler

azra

Aynı dili konuşanlar değil,aynı duyguları paylaşanlar anlaşabilirler

ToRuNcA

paylaşımın için teşekkürler
İnSaNı YaŞlAnDıRaN YıLlAr Deİl UlAşIlMaZ ArZuLaRdıR

cyan-mk

yavuz sultan selim ALLAH 'ın kölesi ona da bu yakışır,zamanında yaşamak vardı.paylaşım için saol
çOk YoRgUn:( 
BeNİ seVMeyE PRogRAmlANma DEvrELeRinİ YakARım...
kimine göre kralız kimine göre yalanız sen kafanı yorma adamına göre adamız.
kula bela gelmez ALLAH yazmadıkça,ALLAH bela yazmaz kul azmadıkça.


Allah'ım sen beni dostlarımdan koru ben düşmanlarımın icabına bakarım.!!!

dr.mete

paylaşımın için çok sağol dostum

ercan_08

neden küpe takar biliyor musunuz peki-? ???

ercan_08