barış manço

Başlatan sacrife, Haz 17, 2007, 01:05 ÖS

« önceki - sonraki »

sacrife



Barış Manço 2 ocak 1943 tarihinde saatler 02.00 civarını
göstermekte iken Bağlarbaşı-Üsküdar semtindeki Zeynep-Kamil hastenesinde
dünyaya gözlerini açar.

İsmail Hakkı Bey ile Rikkat Uyanık
Hanım'ın ikinci oğululları olarak, ekmeğin karneyle dağıtıldığı ve
ikinci dünya savaşının en kızgın oldugu zamanda dünyaya gelen Manço, 2
yıl önce dünyaya gelen abisinin 'Savaş' ismini almasından sonra,
ailesinin 'artık dünyaya Barış gelsin' diye düşünmesinden dolayı
barış adını almıştı.

Türkiye'de Barış adını ilk
alan kişinin kendisi olduğunu yıllar sonra TRT için hazırladığı '7 den 77
ye' adlı programı aracılığıyla, öğrenecekti.

Bit
salgınının ortalığı kırıp geçirdiği bir dönemde ilkokula başlayan
Manço, gezginliğe bu dönemlerde başlar. Gezginliğinin ilk durakları okullardır. Zira
bu dönemlerde birsürü okul değiştirmek zorunda kalıyordu.

İlkokula
Kadıköy Yeldeğirmeni Mustafa Kemal Paşa İlkokulunda başlayan Barış, 4.
Sınıfı Ankara Maarif Koleji İlkokulu nda, 5.Sınıfıda yine Kadıköy
Yeldeğirmeni Mustafa Kemal Paşa İlkokulunda okuyordu. İlkokul'u bitirdikten
sonra Galatasaray Lisesi yılları başlıyordu.

Galatasaray Lisesi'nde
okuyan abisi Savaş Manço'nun okuldaki lakabı 'Ayı' idi.
Barış'ında Galatasaray Lisesi 'ne gelmesinden sonra lakapları
'Büyük Ayı ve 'Küçük Ayı' olarak değişiyordu. 1957
yılı Şeker Bayramında çok sevdiği Babaannesi Nimet Hanım'ı yitirir.
Manço, yıllar sonra bir şarkı yazacaktır onun adına (Gülpembe) çok beğeni
kazanacak olan bu şarkı aynı zamanda dinleyenleri üzerinde büyük merak
uyandıracaktır kim bu Gül Pembe?

Müzikle daha küçük
yaşlarında tanışmıştı. Annesinin bir ses sanatçısı olması,
O'nun müziğe pek yabancılık çekmemesini sağladı. İlk olarak 14
yaşında sınıf arkadaşlarıyla birlikte Galatasaray Lisesinde Kafadarlar adlı
grubu kurdu. Bugünün ünlü ekonomistlerinden 'Asaf Savaş Akad' bu
grubun saksofoncusuydu. İkinci grubu olan Haramiler' de yine Galatasaray Lisesindeki
arkadaşlarıyla birlikte çalıştı. Haramiler'le birlikte dönemin popüler
müziklerini yorumladı.

1958 yılında ilk defa sahneye çıkıyordu.
1958 in Mart ayında yeğeni Aysel'in evlendiği akşam, Moda Düğün
Salonunda Elvis Presley' den iki şarkı söyleyen (bunlardan biri 'Jailhouse
Rock'dı) Manço, o gün abisi Savaş Manço'ya belkide hayatındaki
yapacağı en önemli şeyi söylüyordu: 'ben çocuklara şarkı
söyleyeceğim'.

1959 yılının Nisan başında Galatasaray
Lisesi konferans salonunda ilk resmi konserini veren manço, 4 Mayıs 1959 da babası
İsmail Hakkı Bey'in ani ölümüyle ruhen yıkılıyordu.

/>1960'lı yıllarda Türkiye'de Hafif Batı Müziğinde Erol
Büyükburç, Metin Ersoy fırtınası esiyordu. Barış'da aklına
koymuştu bu müzik dünyasının içinde yer alacaktı. Henüz 14 yaşında
iken Galatasaray Lise'sindeki arkadaşlarıyla kurduğu grubu Kafadarlar 'la
'Barış Manço ve Kafadarları' ismiyle sahne alıyordu. Bu dönemlerde
daha çok o sıralarda tutulan parçaları seslendiren Barış ve Arkadaşları, Okul
bitince dağılıyorlardı.

1962 yılına gelindiğinde Galatasaray
Lisesinde 11. sınıfı geçemeyen Barış, bir an evvel Paris'e gidip, Güzel
Sanatlar Akademisinde okuma istediğinden Özel Şişli Kolejine gider ve 1963 yılında
bu okuldan lise diplomasını alır. Yine 1962 yılında Barış Manço ilk
45'liği Twistin Usa / The Jet'i Harmoniler 'le kaydediyor ve Grafson
plak'tan satışa sunuyordu. 'Neden Türkçe değil'
mantığıylada o yıllarda Çıt Çıt Çedene, Urfa nın Etrafı Dumanlı Dağlar
ve Kızılcıklar Oldu mu? (Barış'ın annesi Rikkat Uyanık
Hanım'ın derlediği bir türkü) isimli türkülerini kaydediyordu.

/>1963 yılında Salyangoz yüklü bir kamyonun tercüman-şöför
yardımcısı olarak İstanbul'dan Lion'a oradanda otostopla Paris'e
giden Manço, burada Güzel Sanatlar Akademisinde okumak istiyordu. Daha sonraları
maddi sıkıntılar ve Belçika da yaşamakta olan abisi Savaş'ın yanında
kalmak için Liege şehrine gider.

Burada bazen türk işçilerine
tercümanlık yaparak, bazen garsonluk yaparak veya Türkiye den getirttikleri filmleri
orada yaşamakta olan türk işçilerine göstererek geçimlerini sağlarlar. Tüm
aksiliklere rağmen müzikten uzaklaşmaz. Arada bir Paris'e giderek plak
şirketleriyle görüşen Barış, ünlü fransız komedyen 'Henri
Salvador'un şirketinden 1964 yılının sonbaharında 4 parçadan (Baby
Sitter, Jenny Jenny, Quelle Peste ve Un Amour Que Toi) oluşan bir EP çıkarır.
/>
1964 yılında Fransa'da 4 parçadan oluşan EP'yi
çıkardığında, o zamanlar radyoda program yapan Engin Arman Paris'den
gelen Plağın üstünde koskoca 'Barısh Mancho' yazısına
rağmen, plağı, 'Fransa'da müzik yapan genç şarkıcı Bari
Manso' olarak sunar.

Programı dinlemekde olan Barış Manço nun
annesi 'Rikkat Hanım' ayağında terliklerle evinden fırlar ve İstanbul
radyosuna giderek, 'yaa, benim oğlumdan bahsediyorsunuz, onun adı Barış
Manço'dur' der.

Fransa daki bu maceradan sonra, Belçika da
bulunduğu yıllarda Les Mistigris (Mistigris Siyam'da bir vahşi kedi türü
anlamına geliyor) isimli, Belçika'lı ve Martinik li müzisyenlerden oluşan gruba
katılır. Bu grupla 1967 nin başına kadar beraber çalışır. ve Aman Avcı
Vurma Beni ve Bizim Gibi (Kol Düğmeleri isimli parçanın bir önceki hali) adlı
parçaları kaydeder. Bu grupla Almanya, Belçika, Fransa gibi ülkelerin dışında
Türkiye de de konserler verdi. Fakat grup üyelerinin ülkeye girip çıkmasında ve
kalmasındaki problemlerden dolayı 'yerli' bir grupla çalışmayı tercih
eder.

1965 yılının Ocak ayında, Adamo ve France Gall'inde
katıldıkları bir programda, Paris'in meşhur 'Olympia'
müzikholünde arkasında Franck Pourcel orkestrası ve Swingle Singers ile beraber
plağından iki şarkı seslendirir: 'Babysitter ve Jenny Jenny'.

/>Fakat bu konser sonrasında, kendi olağanüstü yeteneği ve annesi Rikkat
Uyanık Hanımın dışında müzisyenlik hayatını etkileyen biri çıkar
karşısına: O gün Barış'ı izleyen Europe-1 radyosunun sahibi
'Daniel Filipacchi', Barış'ın aksanını beğenmediğini ifade
ederek plağın radyosunda yayınlanmasını yasaklar. Barış bu işe çok
kızar ve "bundan böyle sadece Türk şarkıcısı olacağım"
kararını alır.

1967 yılında Hollanda da büyük bir trafik kazası
geçirir. Bu kazanın kendisine hatırası ise, bıyığının altındaki kesik izidir.
Bu kesiği kapatmak için bıyık bırakmaya başlar. sadece bıyığını
uzatacak değildir ya saçlarınıda uzatır Manço.

1967 yılından
itibaren 1969 yılına kadar sürecek Kaygısızlar dönemi başlar. Bu grubun
üyeleri arasında, günümüzde MFÖ olarak tanınan gruptan 'Mazhar
Alanson ve Fuat Güner' de vardır. Bu grupla kendi müzikal çizgisini bulma
yolunda ilerleyen Barış, 'Kol Dügmeleri, Unutamıyorum' gibi kendi
bestelerinin dışında, 'Bebek, Derule, Kağızman' gibi türküleride
kaydetti, Karanlıklar İçinde ve Keep Lookin parcaların da da yabancı bestecilerin
şarkılarından yararlandı. Yine bu grupla yurt dışına açılma konusunda
faaliyetler gösterdi ve Fransa da 1968 yılında ilk defa kaydettikleri 'Trip' ve
'Susanna' isimli parçayı single olarak çıkartmaya çalıştı.
/>
Özellikle Trip adlı parçayı mükemmel bir şekilde yeniden kaydeden grup
elemanlarının 'biz yurt dışında yapamayacağız' demeleri
üzerine Barış ve Kaygısızların yolları bir süre sonra ayrıldı.
Kaygısızlar grup olarak dağıldı ama Barış Manço' nun plaklarında
Onu yanlız bırakmamak için stüdyoda biraraya geldiler. Kaygısızların
Avrupa'da kariyer yapmaya yanaşmayışları Barış'ı yeni baştan
Avrupa'da yabancı bir grupla çalışmaya iter.

Londra Hyde
park'ta tanıştığı İngiliz 'Jonathan Glemser' (Yardbirds'
İn ilk gitaristi), Amerikalı müzikolog 'Jonathan', Tunuslu davulcu
'Mounir' ve Kafkasyalı basgitarist 'Onkan' dan oluşan
Barış Manço Ve adını verdiği grup böylece kurulmuş oldu.

4
ayrı ülkenin kültüründen gelen müzisyenler, 4 ayrı müzik anlayışı ve
icrası içinde bir çok yeni seyler ögrendi Barış. Bunun bir ürünü olarak
bugün 7 den 77 ye herkesin ezbere bildiği Dağlar Dağlar isimli parçasını bu grup
döneminde kaydetti. Bir çok yayın organında belirtildiği gibi bu parça Keban dan
gelirken bestelenmemiştir. Barış'ın Keban a gitmesi daha sonraki yıllarda
olacaktır. Barış bu parçayı kısa bir süre evli kaldığı Marie Cloud için ve
annesine "senin oğlun alaturka söyleyemez" diyen Müzeyyen Senar gibi
müzisyen dostlarına cevap olsun diye besteler. Kol Dügmeleri, Bebek, Kağızman gibi
parçalarla ismini duyuran Barış Dağlar Dağlar'ın çıkış tarihinden
dört ay sonra bu 45'liğin 700 bin satması üzerine müzik dünyasındaki o
dönemin büyükleri olan, Cem Karaca, Erkin Koray ve Moğollar 'ın arasında
yer alır. Altın Plak aldığı 'Dağlar Dağlar' 45'liği
Barış'ın hayatının dönüm noktası olmuştur.

Eğitimini
tamamlayan Barış'ın amacı grubuyla birlikte Türkiye'ye dönüş
yapmaktır. Fakat Türkiye'ye yalnız olarak döner.

/>Barış'ın Türkiye'ye döndüğü yıllarda , 1970'lerin
başında , Türkiye'de aranjman modasına karşı tepkiler
başlamıştır. Aranjman modasına olan bu tepki başka bir akımın
doğmasına sebep olmuştur. Bu yeni oluşan müzik türü Anadolu pop'tur.
bunun üzerine Barış; Fuat Güner ve Mazhar Alanson'la (bugünkü
MFÖ'nün elemanları) birlikte Kaygısızlar kurar.

Barış Manço
artık yavaş yavaş müzik piyasasında yükseliyoru. İşte tam bu dönemlerde
beklenen bombayı patlatır. Barış Manço Ve.. grubu ile 70'lerin başında
çıkarttığı 'Dağlar Dağlar' 45'liği , çıkışından 4-5
ay sonra 700 bin satar.

Yabancı gruplarla yaşadığı sorunlar sebebiyle
bir çok gruptan ayrılmak zorunda kalır. Fakat 1971 yılında bu sorunu çözer.
Avrupa da da kariyer yapmaya meraklı olan, Anadolu Pop müziğinin öncüsü olarak
kabul edilen Moğollar la beraber Fransa da çalışmaya başladı.

Bu
grupla İşte Hendek İşte Deve, Katip Arzuhalim ve Binboğanın Kızı isimli
parçaları kaydeden Barış, Moğollar'ın tek başlarına kaydettikleri
'Danses et Rythmes de la Turquie D'hier A'Aujourd'hui' (Bu
LP Türkiye'de piyasaya Anadolu Pop adı altında çıktı) isimli albümle
başarılı olmaları ve hatta bir önceki yıl Jimi Hendrix in, bir sonraki yıl Pink Floyd
un kazandığı "Academie Charles Cross Grand Prix Du Disque" isimli
ödülü kazanmaları ve tamamen yurt dışında çalışmak istemeleri
sonucunda, ayrılma kararı alırlar.

Moğollar'dan Engin
Yörükoğlu ile beraber yurda dönen Barış, Celal Güven, Ohannes Kemer, Özkan
Ugur ve Fuat Güner gibi müzisyenlerle beraber ölümüne dek kendisinden ayrılmaya
Kurtalan Ekspres isimli grubunu kurdu. Bir kaç değişimden sonra ideal kadrosuna ulaşan
Kurtalan Ekspres ve Barış Manço birlikte bir çok başarıya imza atar.

/>1972 de Kurtalan Ekspres le ilk 45 liği, Ölüm Allah'ın Emri / Gamzedeyim Deva
Bulmam piyasaya sunulduktan sonra 20 aya yakın bir süre, askerlik sebebiyle
müzik'ten ayrı kaldı. Bu süre zarfında daha önceden hazırlanmış
olan Lambaya Püf De / Kalk Gidelim Küheylan 45 liği piyasaya sürüldü. Askerden
döner dönmezde Gönül Dağı / Hey koca Topcu Genç Osman yayınlandı.
/>
Vatani görevine 1972'de yedek subay olarak Edremit'te başlayan
Barış, bir takım pürüzler nedeniyle 19 ay 26 gün askerlik yapmak mecburiyetinde
kalıyordu. Askerden tezkere aldığının ikinci günü 2 Aralık 1973'te ilk
video klibini Hey Koca Topcu-Genç Osman adlı şarkıya çeker. Bu şarkıyı
Polatlı'da geçen topçu asteğmen günlerinin etkisiyle, bir anı olarak
yapmıştır.

1975 yılında Barış Manço ilk Long Play ini hazırlar.
Barış Manço bu albüm icin özel olarak stüdyoya girmedi. Ellerindeki birikmis
parçaları 45 lik olarak çıkartmanın zor olacağını düşünerek albüm
yapmaya karar verilir. Daha önce yayınlanan Dünden Bugüne isimli albüm Barış
Manço' nun Sayan Plak döneminde çıkardığı 45' liklerden toplama
olan bir albümdü. Böylelikle 1975 yılında Türkiye' nin sayılı senfonik
rock albümlerinden "2023" piyasaya çıktı. Albümde yine Türkiye nin
sayılı Rock Operalarından "Baykoca Destanı", Türkiye Cumhuriyetinin
100. yılını konu alan 2023 giıbi parçalar yer aldı.

1976 yılında
yine Avrupa'da kariyer yapma ümidiyle çalışmalarına başladı. Hemen
hemen bütün bir yılı Belçika'da geçiren Barış, bir Amerikan firmasi olan
CBS ile anlaşma imzalar. Büyük bir bölümü George Hayes Orchestra'sıyla
kaydedilen Barish Mancho (Aynı yıl Türkiye de Nick The Chopper olarak piyasa
çıkar) isimli albüm 1976 yılında, ilk önce Belçika ve Hollanda da, daha sonra
Fransa, Fas, Fildişi Sahilleri gibi ülkelerde piyasaya cıktı.

Barış bu
albümüyle, beklediği başarıyı elde edemez ama beklemediği başarılarda elde
etti. Örneğin Fas, Romanya gibi ülkelerde albüm, içerdiği doğu karakterinden
dolayı, liste başı oldu. Sonuçta İngiltere deki Rainbow konserine ve diğer
promosyon konserleri sırasında Barış'ın hasta olması gibi sebeplerden
dolayı, albüm yaklaşık olarak 17-18 ülkede dinlenmesine rağmen,
Barış'ın Avrupa da kariyer yapma hayalini sona erdirdi.

Barış
Manço, ilk evliliğini Belçika'da bulunduğu yıllarda yaptı. Bir giysi
mağazasında tezgahtar olarak çalışan Marie-Claude adlı bir kızla tanıştı
ve tam 6 yıl beraber yaşadılar. Arkasından 31 Ocak 1970 günü Liêge'de
evlendiler ama 6 ay kadar sonra, 16 Temmuz 1970 günü ayrıldılar. Barış ın
okul hayatında ve geçimini sağlamasında Maria Claude'un rolü büyüktür.


Gerçek hayat arkadaşını, 'benim her şeyim' dediği Lale
Manço'yu, 1975 yılında tanır. İlginç bir tanışmaları vardır Lale ve
Barış'ın. Çiftin tanışması bozuk bir telefon sayesinde olur. Ablasına
misafirliğe gelen Lale, telefon bozulunca eniştesinin arkadaşı olan üst kat
komşusuna telefon etmeye çıkar. Kapıyı açan Barış Manço'ya
'Telefon edebilir miyim?' diye sorar Lale. Aldığı yanıt ise 'Benimle
evlenirsen edebilirsin' olur. 'Neden olmasın' diyen Lale , içeriye girerek
telefonunu eder ve parasını ödemeye kalkınca aldığı yanıt
karşısında şaşkına döner. 'Nasıl olsa evleneceğiz ne
parası'.

Ve 1978 yılında bir nikah töreniyle resmen
yaşamlarını birleştirirler. Şakayı çok seven Barış düğünde Nikah
Şekeri niyetine Lale'yle beraber doldurduğu bir plağı dağıtır. Plağın A
yüzünde birbirlerini seven bir çiftin aşklarını dile getirdikten sonra kavga ettikleri bir
konuşma vardır. İkinci yüzünde ise Barış kendi deyimiyle "kendi mutluluk
öykülerini anlatacakları" bir parça hazırlamıştır. 19 Mayıs
1981'de Doğukan Hazar, 24 Temmuz 1984'te de Batıkan Zorbey dünyaya
gelir.

Yaşamındaki ikinci evliligini 1978 de Lale Cağlar ile yapan Barış,
1979 yılında müzik dünyasına geri döndü. Cok sevdiği Kurtalan
Eskpres'iyle Yeni bir Gün isimli albümünü çıkaran Barış, Sarı Çizmeli
Mehmet Ağa, Gesi Bağları, Aynalı Kemer İnce Bele gibi parçaları ile büyük
dikkat çekti. Bu albümle başlayan hiç dinmeyen başarı süreci, 1980
yılındakı Hal hal / Eğri Eğri Doğru Doğru Eğri Büğru Ama Yine De Doğru 45
liği ile, 1981 yılında Sözum Meclisten Dışarı albümüyle, 1983 yılında
Estağfurullah...Ne Haddimize! albümüyle sürüp gitti.

Büyük
birikiminden her yaş kuşağının yararlanmasını istediğinden, biraz da seyyah
olup, dünyayı gezmek istediğinden dolayı, 1988 yılında TRT 1 televizyonuna bir
teklifte bulundu.

''Çocuk ve aileye yönelik eğitici ve eğlendirici
bir dünya belgeseli''dir düşündüğü. Yayına girdigi ilk gün
milyonlarca izleyiciyi ekran başına toplayan ''Barış Manço ile
7'den 77'ye'', böylelikle onun bir başka yavrusu oldu,
ölümünden birkaç zaman öncesine kadar. Program çekimleri için oluşturulan TV
ekibi, Ekvator'dan Kutuplar'a kadar yerküre üzerinde 150 değişik ülkeye
giderek 500 bin km.'den fazla yol katetti. Bir başka deyişle, Barış Manço
dünyanın çevresini 12 kez dolaşmış oldu. Devlet başkanları, dünyaca
ünlü şair, düşünür ve yazarlar, astronotlar, sporcular, süperstarlar da konuk
oldular Barış'a. Bu program Türk Televizyonculuğunda ulaşılamamış
pek çok rekoru da elde ederek ayrı bir başarıya ulaştı.

/>Yüreğindeki çocuk sevgisi, kendi çocuklarıyla sınırlı kalmayıp
dünyanın tüm çocuklarını sarmaya, sorunlarını, dertlerini dinlemeye itti
Barış Manço'yu... Ak saçlarının örttüğü bedenindeki yüreği
çocukların gülümseyen yüzlerinde hayat buldu...

Toplumdaki bozulmaya
kayıtsız kalmamak, kendince birseyler yapmak için politikaya da soyundu. 30 yıldır
yapmak istediği ve uygulamak için fırsatını kolladığı projelerini DYP'den
yapılan teklifle birlikte 'Hayata geçiririm' umudu başladı. "Neden
siyaset, üstelik bu Barış Manço'ysa, mutlaka başkalarının
yapamayacağı bir şeyleri yapabileceğine inandığı için olmuştur"
düşüncesi ona şu yorumu yaptırmıştı. "DYP'den Kadıköy
başkan adayı oldum. Belediyelerin sorunları belli zaten. Farklı bir renk vardır,
farklı bir yaklaşım vardır. Çocuğun sağlığı diye bir olay var. Zaman zaman
ana çocuk sağlığı gündeme gelir. Hastane olabilir, gençlik merkezleri olabilir.
Bunlar benim hep düşündüğüm şeyler" diyerek müziği asla
bırakmayacağını ve çalışmalarını durdurmayacağını ısrarla
vurguluyordu o günlerde. Hatta siyasete soyunmasıyla ilgili olarak aldığı eleştirilere
"Ben bir şarkıcı olarak gelmedim bu dünyaya, düşüncelerimi aktarmak
üzere geldim. Gün geldi şarkı söylemekle oldu, gün geldi bir televizyon
programında bir çocuğun saçlarını okşamakla oldu. Gün geldi, Güney
Kutbu'nda penguenlerle konuşmakla oldu, gün geldi Ekvator'da suyun
nasıl döndüğünü aramakla oldu. Şimdi insan en iyi kendini bilir herkesten önce.
Ben de bildiğim kadarıyla kendimi anlatmaya çalıştım. Kendimin doğru olduğuna
inandığım şeyleri aktarmaya çalışacağım insanlara" sözleriyle
mesajını iletiyordu. Fakat kalbi ona siyaset yapması için izin vermiyordu. Aynı
dönemlerde geçirdiği kalp rahatsızlığı nedeniyle doktorların tavsiyesini
dinleyerek siyaset hayatına başlayamadan son verdiğini açıkladı.

/>Türkiye'nin kültür sanat ortamını kötü bulduğunu söyleyen Barış
Manço, "Manzara tek kelime ile kötü ama beni bu denli karamsarlığa iten nokta
herşeyin daha da kötü olacağını düşünüyor olmamdır. Çanak
çömleklerle tüketilen gazetelerin olduğu, bin-iki bin kitabın ancak okunduğu bir
memlekette güzel şeylerden bahsetmek oldukça zor" diyor ve ilave ediyordu:
"Ben bunu kültüre karşı bir direniş olarak görüyorum.

Direkt
olarak da halkı suçlu buluyorum. Benim açımdan bir problem yok aslında.
Programlarım seyrediliyor ve bu camiada kırk yılı doldurmuş bir sanatçıyım.
Hiçbir şeye ihtiyacım yok." Türkiye'de bazı gerçeklerin bilinmesi
gerektiğini ancak bu gerçekleri ortaya koyacak zekaların cesaret edip
konuşamadığını söyleyen Barış Manço, her şeyin popüler zihniyetle ve
basit bir mantıkla işlendiğini, derinlikli olmayan fikirlerin daha çok rağbet
gördüğünü belirterek, "Türkiye'nin önü açık. Kültürümüz
bütün çağdaş değerlerin üstünde. Bu değeri işlemek gerekiyor. Benim
seyahatlerim, çocuk programlarım, röportajlarım bu güzellikleri ortaya koymak ve
evrensel düzeyde tanınmasını sağlamak üzerine kuruludur. Ben kendi adıma
önemli şeyler yaptığıma inaniyorum ve herkesin aynı oranda çalışması
gerektigini savunuyorum" diyerek sözlerini bitiriyordu.

1991 yılında
Devlet sanatçısı olan Barış, 1990 yılında, ölümüne dek sürecek
Japonya macerasına başlayacaktı. İçindeki büyük sevgiyi Japon halkıylada
paylaşmasını bilen Barış, oradada süperstar sıfatını elde ediyordu.
/>
1990 yılında, Ertuğrul Gemisinin Japonya'yı ziyareti ve Japonya
açıklarında batmasının 100. yılı sebebiyle Tokyo Emperial Hotel, japonya
veliaht presinin de izlediği bir konser verir ve Japon halkı tarafından, sebzelerden
şarkı yapan adam lakabını alır (Domates, Biber, Patlıcan, Nane Limon
Kabuğu). Bunu 1991 deki bir konser, 1995 yılında Japonya' nın 16 şehrini
kapsayan bir turne ve 2 tane albüm takip eder.

1982 yılında onu ilk defa
yoklayan kalbi, 1999 yılında aramızdan ayrılmasına sebep oldu. 31 ocak 1999
akşamı saat 23.30 da hastaneye getirildiğinde 1 saat öncesinde yaşama gözlerini
yummuştur.


sacrife


sacrife

200'ün üzerinde
şarkısı, bunların kazandırdığı bir o kadar ödül O'nun nasıl bir
müzisyen olduğunu anlatmaya yetiyordu. Öyle ki bazı şarkıları Rumca, İbranice,
Bulgarca, Arapça, Farsça, Japonca, Flemenkçe, Fransızca ve İngilizce dillerinde
söylendi.

Türkiye'nin müzik tarihinin kilometre taşlarından biri olan
Barış Manço, el attığı her işte başarılı olmayı bildi. Televizyonuculukta
bunlardan birisiydi. 1988 yılının Ekim ayında TRT'de başlayan
"7'den 77'ye" programı O'nun başyapıtlarındandı.
Barış ve Ekibi bu program için 10 yıl içinde Ekvatordan kutuplara , 5 kıtada
100'den fazla yöreye, ülkeye giderek kırılması güç bir rekora daha imza
atmış oldu. Bir nesil O'nun çocuklar için yaptığı "Adam Olacak
Çocuk" programını seyrederek büyüdü.

Son olarak büyük bir
projeye daha imza atacaktı. Çok kapsamlı bir tarih belgeseli hazırlayacaktı. Fakat
buna ömrü yetmedi. 1 Şubat 1999 günü aramızdan ayrıldı.

Türk
Müziğine damgasını vurmuş Barış Manço artık aramızda değil. Kısa
ama dolu dolu bir hayattan sonra bize birçok şey öğretti. Belki müzik adına
yapacağı pek bişey kalmamıştı (özellikle geçen 10-12 yılı göz önüne
alırsak) ama başka alanlarda birçok büyük projeye imza atabilirdi.

Adam
olacak çocukların artık kendi ayakları üzerinde durabiliyorlar.
'Arkadaşım Eşşek'şarkınla büyüyen bir nesil şimdilerde
'Ölüm Allahın Emri Ayrılık olmasaydı'şarkını söylüyor.
/>
Yüksek öğrenimini Belçika'da "Kraliyet Güzel Sanatlar
Akademisi"nde tamamlayan, evli, iki çocuk babası ve çok iyi derecede İngilizce
ve Fransızca konuşan Barış Manço, 40. yılına ulaşan sanat yaşamında
kendisine layık görülen 300'ün üzerindeki ödülün dışında,
aşağıdaki ünvanlara'da sahiptir:

Türkiye Cumhuriyeti: Devlet
Sanatçısı Ankara (1991)
Hacettepe Üniversitesi: Onursal Doktora Ankara (1991)

Soka Üniversitesi: Uluslararası Kültür ve Barış Ödülü Tokyo, Japonya
(1991)
Belçika Krallığı: Leopold II Şövalyesi nişanı Brüksel, Belçika
(1992)
Fransa Devleti: Edebiyat ve Sanat Şövalyesi nişanı Paris, Fransa (1992)

Pamukkale Üniversitesi: Onursal Doktora Denizli (1995)
Min-On Sanat Vakfı:
Yüksek Şeref Madalyası Tokyo, Japonya (1995)
Liege Prensliği: Onursal
Hemşehrilik Beratı Liege, Belçika (1997)

 

sacrife