EDEBİ SANATLAR
TEŞBİH: Aralarında çeşitli yönlerden benzerlik bulunan iki varlıktan zayıfı kuvvetliye, çirkini güzele benzetme sanatıdır. Kelimenin gerçek anlamıyla yapılan teşbihte en az  iki, en fazla dört öğe bulunur. 
Benzeyen: Birbirine benzetilen kavramlardan güçsüz olanıdır.
Kendine Benzetilen: Benzetilen kavramlardan güçlü ve üstün olanıdır.
Benzetme Yönü: Benzeyenle, benzetilen arasındaki ortak yöndür.
Benzetme Edatı: Teşbih sanatının yapımında kullanılan edattır.
Durmuş bir saat gibiydi, durup geçmeyen zaman. 
Poyrazla söyleşir gibi yaprakların sesi.
İSTİARE: Teşbihle benzerlik gösteren bir sanattır. Teşbihte iki öğe  bulunurdu ( benzeyen ve kendisine benzetilen ). İstiare ise bunlardan sadece biriyle yapılan sanattır.  " Aslan asker " ifadesi teşbihtir fakat askerlerin yerine " Aslanlarım " ifadesini kullanırsak istiare olur.
Bir gün gelecek sen de perişan olacaksın 
Ey gonca bu cemiyeti her dem mi sandın. 
Aslanlarımız İstanbul'u kuşattılar.
   
Mor menekşe boyun eğmiş. 
ÖRNEK: 
Kurban olam kurban olam 
Beşikte yatan kuzuya
Bu beyitte aşağıdaki edebi sanatlardan hangisi yapılmıştır?
A)   Cinas          B)   İstiare       C)   Benzetme
      D)   Kişileştirme          E)   Abartma
ÇÖZÜM: 
Herhangi bir benzetmede sadece benzeyen ya da benzetilen bulunuyorsa buna istiare denir. Yukarıdaki dizede bebek kuzuya benzetilmiştir. Dörtlükte benzeyen "bebek" kullanılmamış, onun yerine benzetilen "kuzu" kullanılmıştır. 
CEVAP: B
    KİNAYE: Gerçek ve mecazi anlamları olan bir sözü, onun mecazi anlamını kastederek söyleme sanatıdır. 
Şu karşıma göğüs geren
Taş bağırlı dağlar mısın?
   
Yumdu ela gözlerini dünyaya.
ÖRNEK: 
"-Ey benim sarı tamburam,
Sen ne için inilersin?
-İçim oyuk, derdim büyük;
Ben onun'çün inilerim."
Sazın gerçekten de içi oyuktur. Ama burada anlatılmak istenen başka bir şeydir. Böyle bir yazım sanatı (edebi sanat) aşağıdakilerden hangisinde vardır?
A)   Güleriz ağalanacak halimize
B)   Şu karşıma göğüs geren,
   Taş bağırlı dağlar mısın?
C)   Sakiler meclisten çekmiş ayağı.
D)   Kısmetindir gezdiren, yer yer seni.
   Arşa çıksan, akıbet yer yer seni.
E)   Gül hasretinle yollara tutsun kulağını
(79)
ÇÖZÜM:
A      =>       tezat
C      =>      tevriye
D      =>      cinas
E      =>      kişileştirme
Sazın gerçekten için oyuktur. Diğer taraftan dertlerin sazın içini oyması mecazlı bir ifadedir. Dağların yamaçları gerçekten taşlıdır. Bu dağlar sevgiliye ulaşmayı engellediği için de taş bağırlıdır ki mecazlı bir ifadedir. Verilen dörtlükte ve B seçeneğinde kinaye sanatı yapılmıştır.
CEVAP: B
MECAZ-I  MÜRSEL: Kelimelerin iki manası vardır: biri gerçek diğeri gerçek olmayan manasıdır. Bir kelimenin gerçek manasından sıyrılarak mecazi manada kullanılması sanatına mecaz-ı mürsel denir.  Fakat kelimenin gerçek anlamıyla alakası olmamalıdır. Bu sanatın oluşması için: kelime mutlaka mecaz manalı olmalıdır ve kelime ile yerine kullanılan varlık arasında benzetme amacı güdülmemelidir.
Evet, sabah olacaktır, sabah olur geceler
Tulu-u  haşre  kadar sürmez akıbet bu sema
Bu mavi gök size bir gün acır, melul olma 
Yedi iklimi cihanın duruyor karşında
ÖRNEK: 
Anavarza at oynağı
Kana bulanmış gömleği.
Kıyman a zalımlar kıyman
Kör karının bir deyneği.
Yaşlı kadının öldürülen tek oğlu için duyduğu acıyı dile getiren bu dörtlükte, aşağıdaki açıklamalardan hangisine uygun bir söz sanatı vardır?
A)   Bir anlam inceliği yaratmak için bildiği şeyi bilmez görünme
B)   Bir sözcüğü, iki anlamını birden sezdirecek biçimde kullanma
C)   Bir sözcüğü, gerçek anlamı dışında başka bir sözcük yerine kullanma
D)   Bir olgunun gerçek etkenini bir yana bırakarak olguyu başka bir nedene bağlama
E)   Birkaç şeyi söyledikten sonra onlarla ilgili başka şeyleri bir sıra gözeterek anlatma
(88/II)
ÇÖZÜM:   
A   =>   tecahül-i Arif
B   =>   tevriye
D   =>   hüsn-ü tahlil
E   =>   Lütf-ü neşr, sanatları tanımlanmıştır.
C seçeneğinde ise 'deynek' kelimesiyle 'kadının öldürülen oğlu' kastedilmiştir. Dolayısıyla sözcük, gerçek anlamı dışında başka bir sözcük yerine kullanılmıştır ki buna  da Mecaz-ı Mürsel sanatı denir. 
CEVAP:   C
HÜSN-İ TAHLİL: Bir olayın gerçek sebebini inkar ederek, bu gerçek sebep yerine hayali ve şairane bir sebep getirme sanatıdır.
   
Vurulup tertemiz alnından uzanmış yatıyor
Bir hilal uğruna Yarab ne güneşler batıyor.
Bir gün  dolu dizgin koşan atlarımızla 
Yerden yedi kat arşa kanatlandık o hızla 
ÖRNEK: 
Yapıtlarında daha çok kırsal kesim insanlarını anlatan birkaç yazar, Yakup Kadri Karaosmanoğlu'yla görüşmeye gider. Bu ilgiden çok hoşnut olan Yakup Kardi, bir ara merakla konuk yazarlara, nerelerden geldiklerini sorar. Yazarlardan biri gülerek: "Yaban'dan geliyoruz üstat, Yaban'dan!" der. 
Bu parçada geçen "Yaban'dan geliyoruz" sözünde, aşağıdaki açıklamaların hangisine uygun bir söz sanatı vardır?
A)   Bir anlam inceliği yaratmak için bildiğini bilmezlikten gelme
B)   Bir sözcüğü alışılmış anlamın dışında bir anlamda kullanma
C)   Söylenmek isteneni en az sözcükle anlatma
D)   Bir gerçeği sezdirmek için bir sözü hem gerçek hem de mecaz anlamıyla kullanma
E)   Söz arasında, bilinen bir duruma işaret etme
(90/II)
ÇÖZÜM: 
'Yaban' kelimesi hem Yakup Kadri'nin romanı 'Yaban' hem de 'uzak yer' yer anlamında kullanılmıştır. Yaban kelimesi gerçek ve mecaz anlamı kastedilerek kullanılmıştır.
CEVAP: D
TEZAT: Ortak yanları bulunan iki kavramı birini gerçek diğerini mecazi manada kullanma sanatıdır.
Ne siyah eylemiş bu nasiyeyi
 Saçımı bembeyaz eden bahtım.
Karlar altında nev baharım ben 
TECAHÜL-İ ARİF: Bilinen bir hususun nükte amacıyla bilmezlikten gelerek anlatma sanatıdır. 
Sözü yazdım da kalmış öbür entaride 
Vadiniz buse mi, vuslat mi ne idi   unuttum 
 Altında mı üstünde midir Cennet i ala 
El hak bu ne halet bu ne hoş ab u hevadır
TEVRİYE: Birden fazla anlamı olan bir kelimeyi herkesin bildiği anlam dışında, en uzak manasıyla kullanma sanatıdır.
Şeriatın ne mübarek nizamdır ey Cem !
Kanmadık gayş eden bu maviliğe 
MÜBALAĞA: Herhangi bir olayın olduğundan fazla  büyütülmesi ya da küçültülmesiyle yapılan sanattır.
Ey bu topraklar için toprağa düşmüş asker 
Gökten ecdat inerek öpse o pak alnı değer
Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın 
Gömelim gel seni tarihe desem sığmazsın
			
			
			
				ÖRNEK: 
Aşağıdaki dizelerin özellikle hangisinde bir abartma vardır?
A)Bir ah çeksem dağı taşı eritir
   Gözüm yaşı dermeni yürütür
B)Bu topraklar ecdadımın ocağı
   Evim, köyüm hep bu yerin bucağı
C)Ne doğan güne hükmüm geçer,
   Ne halden anlayan bulunur.
D)Derdüm çoktur hangisine yanayım
   Yine tazelendi yürek yarası
E)Yükseğinde büyük namlı karın var
   Alçağında mor sümbüllü bağın var
 (91/II)
ÇÖZÜM:
A seçeneğinde geçen 'Ah çekmek' ile dağın taşın erimesi, 'Göz yaşıyla' değirmenin çalışmaya başlaması ifadelerinde abartma sanatı vardır.
CEVAP: A
CİNAS: Şekil ve söyleyiş bakımından sesteş, mana bakımından farklı olan iki kelimeyi şiirde bir araya getirmek suretiyle yapılan sanattır.
Ey kimsesizler elveriniz kimsesizlere 
Onlardır ancak  el verecek kimse sizlere
Uğrarız sadmesine her gelenin 
Bu da bir çiftesidir bize hergelenin
TEKRİR: Herhangi bir kelimenin şiir içinde birden fazla tekrarlanmasıyla oluşan sanattır.
Kaldırımlar çilekeş yalnızların annesi
Kaldırımlar içimde yaşamış bir insandır
Kaldırımlar duyulur ses kesilince sesi
Kaldırımlar içimde kıvrılan bir lisandır
TENASÜP: Manaca alakalı kelimelerin şiirde belli bir düzene göre dizilmesidir.
   
Her sabah başka bahar olsa da ben usandım 
Uğramam bahçelerin semtine gülden yandım
SECİ: Düz yazıda kafiyeli kelimelerin kullanılmasıdır.
TEŞHİS: İnsan olmayan varlıklara insan özelliği verme sanatıdır.
Menekşe külahını kaldırdı.
Gül ağladı, bülbül ağladı.
ÖRNEK: 
" Karnın yardım kazmayınan belinen
Yüzün yırttım tırnağınan elinen
Yine beni karşıladı gülünen
Benim sadık yarim kara topraktır."
dörtlüğünde işlenen duyguyu görünür kılmak için aşağıdaki yollardan, özellikle hangisine baş vurulmuştur?
A)Birbirine karşıt durumlardan yararlanma
B)Birbirini çağrıştıran sözcükler kullanma
C)İnsana özgü kavramları doğaya aktarma
D)Halk söyleyişine yer verme
E)İnsan ve toprak ilişkisini işleme
(76)
ÇÖZÜM: 
Dörtlükte kullanılan 'karın', 'yüz', 'gülle karşılamak', 'dost' gibi ifadeler insana özgü kavramlardır.
Bu ifadeler, 'toprağın karnını yarmak, yüzünü yırtmak, gülle karşılamak ve sadık yar olmak' anlamlarında kullanılarak doğaya aktarılmıştır. Doğru cevap C seçeneğidir.
CEVAP: C
İNTAK: İnsan olmayan varlıkları, insanmış gibi konuşturma sanatıdır.             
Dal bir gün dedi ki tomurcuğuna: - Tenimde bir yara işler gibisin,
ÖRNEK: 
Adam, elini uzattı, tam onu koparacağı sırada, mor menekşe: "Bana dokunma!" diye bağırdı.
Bu cümledeki en belirgin söz sanatı aşağıdakilerden hangisidir?
A) Teşbih (benzetme)          B) Tezat
C)  İstiare              D) Kinaye
                E) İntak (konuşma)
(89/II)
ÇÖZÜM: 
İnsan dışındaki varlıkları konuşturma sanatına 'intak' denir. Verilen cümlede menekşe konuşturularak intak sanatı yapılmıştır.
CEVAP: E
Aşağıdaki dizelerde geçen sanatları belirtiniz
1.   Ahır ağardı tan yeri reisi cibalden 
   Serhadde yol göründü Acem tahtgahına
2.   Altında mı üstünde midir cennet-i ala 
   Elhak bu ne halet, bu ne hoş ab-ı hevadır
3.   Ani üzüntüyle bu rüyadan uyandım
   Tekrar alev gömleği giymiş gibi yandım
4.   Aslanlarımız Çanakkale'yi kuşattılar
5.   Bambaşka Leh, Macar, Venedik, Rus güzelleri
   Sessiz haremde her biri endamlı bir peri
6.   Ben toprak oldum yoluna 
   Sen aşırı gözetirsin 
   Şu karşıma göğüs geren 
   Taş bağırlı dağlar mısın
7.   Bu eller miydi masallar arasında 
   Rüyalar uzattığım bu eller miydi 
   Arzu dolu yaşamak dolu 
   Bu eller miydi resimleri tutarken uyuyan
8.   Bükün boynunuzu bayraklar bükün
9.   Cep delik, cepken delik 
   Kol delik, mintan delik 
   Yen delik, kaftan delik 
   Kevgir misin be kardeşlik
10.   Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilal
11.   Dönülmez akşamın ufkundayız vakit çok geç 
   Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç
12.   Dünyaya geldiğim anda
             Yürüdüm hayli zamanda
   İki kapılı bir handa
   Gidiyorum gündüz gece
13.   Durmuş bir saat gibiydi durup geçmeyen zaman 
14.   Düşün mü, konuş mu, sus mu, unut mu ?
15.   Düşünür ağaçlar aylarca gelecek baharı
16.   Ey bu topraklar için toprağa düşmüş asker                   
17.   Gökten ecdat inerek öpse o pak alnı değer
17.   Eyleme vaktini zayi deme kış, yaz, oku yaz
18.   Garbın ucunda son kıyıdan en gürültülü
   Bir med zamanı gökyüzü kurşunla örtülü
19.   Gönül yarası desem 
   Değil 
   Ekmek parası desem 
   Değil 
   Öyle dert ki 
   Dayanılır şey değil
20.   Gördüm deniz denilen bir başlı ejderi
21.   Gündüz denizlerde sönerken baktık  
   Ve çobanlar gibi dallar yaktık
22.   Her sabah başka bahar olsa da ben uslandım                
          Uğramam bahçelerin semtine gülden yandım
23.      Hırsızların kaçması mahalleyi ayağa kaldırdı
23.      Kaldırımlar çilekeş yalnızların annesi                         
          Kaldırımlar içimde yaşamış bir insandır.   
          Kaldırımlar duyulur ses kesilince sesi                   
          Kaldırımlar içimde kıvrılan bir lisandır
25.   Kanlı bir gül ağzında ve mey kasesi elinde
26.   Karlar altında nevbaharım ben
27.   Kayseri, maçı kazanmanın heyecanını yaşıyor
28.   Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda          
   Şüheda fışkıracak toprağı sıksan şüheda
29.   Mazi yosunla örtülü bir göl ki yok dibi 
   Mevsim serin ve bahçede yaprak yığın yığın
30.   Ne siyah eylemiş bu nasiyeyi 
   Saçımı bembeyaz eden bahtım
31.   O kadar çaldı ki yürekten 
   Türküler aşındırdı kavalı
32.   Ölüm indirmede gökler, ölü püskürmede yer 
   O ne müthiş tipidir, savrulur enkaz-ı beşer
33.   Rüya gibi bir yazdı. Yarattın hevesinle.
34.   Seni gıptayla hatırlar vatanın her şehri
35.   Ses demir, su demir ve ekmek demir
36.   Sözü yazdım da kalmış öbür entaride 
   Vadiniz buse mi, vuslat mı ne idi unuttum
37.   Talih bana dönse nazikane 
   Bir yıldız verse malikane 
   Bigane kalır o iltifata 
   İstanbul'a dönmek isterim ben
38.   Üçüncü tabağı da bitirdi
39.   Ufkunda bir dakika görünmeksizin kara  
   Hür gökte, hür denizde uçar hür ufuklara
40.   Uğrarız sadmesine her gelenin 
   Bu da bir çiftesidir bize hergelenin
41.   Üsküdar, bu ulu rüyayı görenler şehri
42.   Vurulup tertemiz alnından uzanmış yatıyor 
   Bir hilal uğruna Yarab ne güneşler batıyor
43.   Yelpaze çevrilir gibi birden dönüşleri
   İşveyle devriliş, saçılış, örtünüşleri
44.   Yeni bir ülkede yem vermek için atlarına 
             Nice bin atlı kapılmıştı fetih rüzgarına
			
			
			
				vayy sprmısss saol paylasım ıcın ıbo abı
			
			
			
				istiare fln hepsi ezberimde poffff  ;-,* 
			
			
			
				:D:D