ölümden kaçış

Başlatan Yolcu_61, Eyl 23, 2007, 12:05 ÖÖ

« önceki - sonraki »

Yolcu_61

Hayvanlarla konuşabilen ve rüzgara, maddeye hakim olabilme yeteneği ile donanmış Peygamber,Hazret-i Süleyman, bir gün Kudüs'te, çadırında arkadaşları ile oturup sohbet ederken, içeriye bir adam girer.

O mecliste oturan bir kişiye dikkat ve hayretle bakarak çıkıp gider.

Şaşıran adam, Hazret-i Süleyman'a sorar:

- Bu adam kimdi?

Peygamber cevap verir:

- Azrail'di.

Bu cevabı alan adam müthiş bir paniğe kapılır ve Hazret-i Süleyman'a yalvarır:

- Ya Süleyman, Azrail bana çok tuhaf baktı. Ne olur beni buradan kaçır. Uzaklara gönder.

Arkadaşının ricasını kırmaz gül yüzlü Peygamber. Rüzgar emrindedir ya bindirir rüzgara ve

gönderir Hindistan'a. Adam ertesi gün Hindistan'da birden karşısında, bir gece evvelinden

gördüğü ve artık tanıdığı Azrail'e rastlar. Başına geleceği anlar ve konuşur:

- Anladım, benim canımı almaya geldin. Yalnız bir sorum var, ona cevap ver öyle al canımı, der.

Dün beni Süleyman'ın çadırında görünce neden yüzüme hayretle baktın?

Azrail cevap verir:

- Ben dün senin canını, ertesi gün Hindistan'da almak emir almıştım. Seni Kudüs'te Süleyman'ın

çadırında oturur görünce, 'Bu adam bir günde Hindistan'a nasıl gidecek?' diye hayret ettim der.

Kıssadan hisse, size tayin edilen vakitten kurtulup daha fazla yaşamanız mümkün değildir.

Ecelden kaçılmaz. Ve ecel, bir gün mutlaka başımıza geleceğine göre ha bugün ha yarın, ne fark eder?
Kimsenin Kimseyi Umursamadığı Bu Dunyada, Umursanmayan Birini Umursadığım İçin, Umursanmayacak Bir Haldeyim!!

Yolcu_61

Kimsenin Kimseyi Umursamadığı Bu Dunyada, Umursanmayan Birini Umursadığım İçin, Umursanmayacak Bir Haldeyim!!

azra

paylaşım için teşekkürler..
Aynı dili konuşanlar değil,aynı duyguları paylaşanlar anlaşabilirler

çαηαк

Ecelden kaçılmaz. Ve ecel, bir gün mutlaka başımıza geleceğine göre ha bugün ha yarın, ne fark eder?

cok guzeldı paylasım ıcın tesekurler +1 rep

çαηαк